Bilemezdim gideceğini. Böyle biteceği hiç aklıma gelmezdi. Aslında, o kötü cadı olmasaydı, bitmeyecekti de. En iyisi her şeyi baştan anlatayım ben.
Güzel bir yaz günü tanışmıştık onunla. Beyaz teni ve parlak gri gözleri aklımı başımdan almıştı. Pırıl pırıl bakardı bana hep. Işıl ışıl gözlerle. Simsiyah yumuşacık saçları vardı. Çok yakışıklıydı. Bütün kızlar ona bakardı. Ancak onun, bir kez bile başını kaldırıp o kızlara karşılık verdiğini veya başka bir kıza baktığını görmedim. Bakmazdı, bakmayacağını biliyordum. Çünkü çok seviyordu beni. Onunla hiç kavga etmezdik. Aramızdaki bağ çok kuvvetliydi. O zamana kadar kimse bağımızı kıramadı, ben hep kıramayacaklarını düşünürdüm. Ne yazık ki yanılmışım. Bağımı delip geçenin en yakın arkadaşım olacağını tahmin bile edememiştim. Natasha, benim en iyi dostumdu. Aramızdan su sızmazdı. Ben de onun biricik dostu, Isabella'sıydım. Natasha, büyüye merak duyardı. Aslında iyi büyü yaptığını da söyleyebilirim. Ama kimseye büyü yapmamıştı, o güne kadar. O gün benim acılar içinde ölmeyi dilediğim gündü.
Soğuk bir kış sabahı, inatçı bir zil sesiyle uyandırıldım. Gelen Jason'du. Onu gördüğüme çok sevinmiştim. Bir anda arkasında, Natasha belirdi. Neler olduğunu anlayamıyordum. Jason'un bakışları dümdüz ve donuktu. Bu benim tanımadığım bir yüzdü, sevdiğim adam değildi. Bana bakıp "Bitti." dedi. Hiçbir şey anlamamıştım. Duraksadım. Sonra Jason tekrar, "Bitti. Artık seni görmek istemiyorum. Ben, Natasha'yı seviyorum. Zaten seni hiç sevmemiştim. " dedi. Yıkılmıştım. Bir anda tüm dünya etrafımda dönmeye başladı. Olamazdı bu. Jason, beni seviyordu. Hayır! Hayır! Natasha'dan hiç hoşlanmazdı o. Sevememişti hiç onu. Niye böyle olmuştu ki. Ben orada iç çatışma yaşarken, birbirlerini öptüklerini ve gözümden akan yaşı anca farkedebildim. Jason'a diyebildiğim tek şey ise şuydu: "Elveda aşkım..." Başka birşey çıkmadı ağzımdan. Gitme diyemedim, nedenini soramadım. Donup kalmıştım. Kapıyı yavaşça ittim ve koltuğa uzandım. Ağlamak istemiyordum ama gözümden akan yaşlara da engel olamıyordum. Ağlıyordum. Gözyaşlarımın sonu gelmiyordu. O gün boyunca ağladım. " Onu öylece bırakmamalıydın. " dedi içimdeki bir ses. Yine aynı ses " Neden savaşmadın? " dedi bana. Bir anda kalktım. Savaşmalıydım. Hemen giyinip, nereye gideceğimi hiç düşünmeden evden çıktım. Doğruca Natasha'nın evine sürdüm arabamı. Kapıyı sertçe çaldım. Kapı açıldığında, ne olduğunu anlayamadım. Natasha'nın yüzü bembeyaz olmuştu beni görünce. Nasıl göründüğümü bilmiyordum. Ama benden korkmadığını anladım, yakalanmıştı. Onu büyü yaparken yakalamıştım. Bağıra çağıra, küfürler yağdırmaya başladım. Natasha'yı itip , " Ne yapıyorsun sen? " dedim. " Ne yaptın ona?" Masanın üstünde Jason'un bir tutam saçı ve resmi vardı. Natasha'nın duvarlarında da Jason'un büyük boy resimlerini görünce, ona şehvet büyüsü yaptığını anladım. Ne tür, bir manyaktı bu. Natasha'dan daha uzun ve güçlüydüm. Bu yüzden onu sertçe koltuğa ittim. Tam suratının ortasına yumruğu yapıştıracakken, diğer odadan Jason çıktı ve bana saldırdı. Natasha, ağlamaya başlamıştı. Jason'un bana karşı bakışları öfkeliydi. Gidip, Natasha'ya sarıldı. " Ağlama canım... " dedi. Bu sözü duyduğum anda, ne olduğunu anlayamadan koltuğa yığıldım. Lanet olsun, yine ağlamaya başlamıştım. Jason'un bakışlarında en ufak yumuşama yoktu. Kendimi toplayıp, Natasha'nın yanına gittim. " Ne yaptın ona? Niye? " dedim. Natasha, bana baktı ve " Üzgünüm. Onu senden daha çok sevebileceğimi düşünmüştüm. Ama yanılmışım. Yaptığım en güçlü büyü bile bağınızı kırmaya zar zor etki etti. Bugün, seni öyle görünce, hata yaptığımı anladım. Şimdi büyüyü geri döndürmeye çalışıyordum. Ancak büyü gider, aşk kalır. Ona yaptığım büyünün etkisinden kurtulamaz, diye düşünüyorum. Senin çaban büyüyü bozar belki. Ben geri dönüştürmenin son aşamasını gerçekleştirince, yanına yaklaşıp ona eskiden davrandığın gibi davran. Ona kızma lütfen, onun bir suçu yok. Tek suçu seni sevip, beni sevmemesiydi. Tekrar üzgünüm... " dedi. Şaşırdım. Jason'u bir koltuğa oturttum ve gözlerinin içine baktım. Onun bakışlarının yumuşadığını hissedebiliyordum. Natasha, büyüyü tamamladığı anda, Jason'a yaklaştım, dudaklarım onunkileri buldu. Karşılık alamamıştım ilk saniyelerde, hatta bir öpücük bile sayılmazdı. Ama daha sonra bir sıcaklık hissettim kalbimde. Gözlerimi açtığımda, gözleri gülümsüyor, bana ışıl ışıl bakıyordu. Çok mutlu olmuştum. O gece Natasha'nın evinden Jason'la el ele ayrıldık.
Biliyorum anlatmaya başladığımda çok karamsar görünüyordum. Bunun sebebi o sırada hayatım boyunca çekemeyeceğim kadar acı çekmemdi. Hey, kimse hayatın kolay olduğunu söylemedi ki... Ama bu acı bitti ve şimdi çok mutluyum. Kimse mutluluğumu bozamaz , bundan eminim.