Vampir Akademisi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampirlerin Yetiştirildiği, Harika ve Büyüleyici Bir Okul
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Isabella Dakota Ivalyn

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Isabella Dakota Ivalyn

Isabella Dakota Ivalyn


Özel Yetenek : Klonlama
Rp Yaşı : 20
Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 15/09/09
Nerden : Düşler Ülkesi'nden... <3

Rol Puanı
Ro Gücü:
Isabella Dakota Ivalyn Left_bar_bleue88/100Isabella Dakota Ivalyn Empty_bar_bleue  (88/100)

Isabella Dakota Ivalyn Empty
MesajKonu: Isabella Dakota Ivalyn   Isabella Dakota Ivalyn I_icon_minitimeSalı Eyl. 15, 2009 8:17 am

BEYAZ DEFTER


Hayat bu, bir kağıt kalemle başlar tüm yolculuklar. Virgül aksiyon arttırır, nokta dostluk sonlandırır. Can acıtan hatıralar vardır kimi zaman, bir defterin içinde asla okumak istemeden yıllarca sakladığınız, kimi zaman yırtıp atmak istediğiniz ama atamadığınız, onu herşeyden değerli tuttuğunuz aynı zamanda en değersiz varlık olarak gördüğünüz bir defter... Görüntü olarak süslesenizde, ne kadar beyazlaştırsanız da o defter sizin için hep siyahtır, yanılgıları hatırlatır size yaptığınız hataları. Ama bir defter vardır ki asla üzmez sizi, içi hep mutluluk doludur. Hiç bir şey için ''Keşke...'' demezsiniz.Tekrar yaşamak istemezsiniz o günleri, öyle bir defterdirki o her gün tazeler kendini. İşte bembeyaz bir defterde bembeyaz bir sayfayla başlıyor yolculuk, kin ve nefretin yeri olmayan bir defter bu. İsmi yok, isim verilip hayal dünyası kısıtlandırılmayan bir defter... Sabah saat tam 05:50'ydi, gökyüzünde Güneş, ışıklarını yeni yeni saçmaya başlamıştı. Ortalık bunaltı veren karanlığından kurtuluyor, ipeksi bir mutlulukla doluyordu. Her bir ışık demetinde Dünya'ya umut doğuyordu, ne gariptir insanlara ilk defa bu kadar huzuru hissettiren bir gündoğumuydu bu. Sanki herşey yolundaymış, her an yeni bir mutluluk olacakmış gibi...

Aşırı sakin bir gün, aşırı mutlu bir gün. Açıkçası bu Alice'i korkutuyordu, herşeyin bu kadar yolunca ve güzel olması her an bir terslik patlayıp herşeyin alt üst olması anlamına geliyor da olabilirdi. Umutsuzluk olmasın istiyordu o da tabiki ama yinede bir büyücü her zaman için bir B PLANI yapmalıydı ona göre. Dolabının karşısına geçti ve fazla bakınmadan hemen bir gömleği alıp üzerine geçirdi , altına kısa bir short giydi.Bugün onun günüydü, evde tek başına kafa dinleyecek ve çok rahat olacaktı. Korktuğunda kendini korkmaması için bile frenlemiyecekti. Çığlık atıp, özgürlüğünü evin duvarlarını yıkarcasına haykıracaktı.Giyinme kısmı bittiğine göre sırada kahvaltı kısmı vardı. Kahvaltıyı her zamanki gibi düzenli bir şekilde yapmayacaktı bugün, vitamin ya da proteine ihtiyacı yoktu ona göre. Onun sadece vücudunu mafedecek haşerelere ihtiyacı vardı, yani bu bir paket cipsten ve yüz bardak koladan da fazla bir kavramı belirtiyordu Alice için. Dolaptan bir şişe (cam) kola çıkardı ve bir dilimde sıcacık pizza... Burnuna pizzanın harika kokusu dolmuştu, beyni pizza dışında hiç bir şeye odaklı değildi. Siyah mermer tezgaha oturdu ve pizzasını ısırmaya başladı. Bir yandan da yere ulaşamayan bacağını sallayarak ritim tutuyordu.

Tüm bunlar olurken birden çok tanıdık bir zil sesi geldi, Alice karnına baktı ama bu ses midesinden gelmiyordu. Nereden olabilirdi ki ? Tabiki de kapıdan geliyordu. Hemen kapıya koştu ve karanlık kapının küçük beyaz deliğinden kapıdaki kişiyi görmek için parmak ucuna yükseldi. Kapıda sarı saçlı, mavi gözlü , uzun boylu, agzının sularını akıtmaya yetecek bir yakışıklı vardı. Alice durur mu? Hemen kapıyı açtı ve elini kapıda tutarak, hayranlık dolu bir gülümseme attı.

Kapıdaki yakışıklıya yöneldi:
'' Buyrun?''

Çocuk, Alice'in bu tavrının karşısında kendini tutamayarak gülümsedi. Sıcak bir bakış atarak:
'' Ben karşı villaya yeni tanıştım. Adım Edward, komşularla tanışmak gerek diye düşündüm ama rahatsız ettiysem kusura bakmayın.''

Alice içinden '' Ne rahatsızlığı şapşal, mutlu ettin mutlu!'' demekten başka birşey yapmıyordu.Çocuğa döndü, derin nefes aldı ve içini çekercesine acımsı ve komiğimsi karışmış bir ses tonu berlirleyip, elini dertliymiş gibi alnına götürdü:
''Olamaz bizim sokağa yeni biri ha?... Bunu kutlamamız gerek, içeri gelmez misin?''

Edward, Alice'e sıcak bir gülümsemeyle:
''Önce ismini lütfetmen gerekiyor. İsimsiz arkadaş olamayız di mi?''

Alice, şekerimsi bir ses tonu benimseyerek:
'' Adım Alice. Lilly Alice ... Şimdi arkadaş olduk mu Edward Bey?''

Edward bunun cevabını içeri girerek verdi. Evi şöyle bir süzdü, bekar bir büyücü kızın taşıyacağı her türlü özelliğe sahipti Alice'in evi. Alice eliyle Edward'a içeri buyurmasını işaret edince Edward direk şöminenin üzerindeki resimleri incelemeye başladı. Eline siyah bir çerçeve aldı ve gülümseyerek resimden hoşnut olduğunu hissettirdi Alice'e. Kafası çok karışmıştı böyle şeker bir kız nasıl tek başına yaşıyordu.

Bunların cevabını öğrenmek için Alice'e yöneldi:
''Gibson ve Yamaha takıntın var sanırım?''

Alice, gitarının ve baterisinin Edward'ın ilgisini çekmesine sevinmişti, yanına yaklaştı:
''Hayır benimki takıntı değil, sadece Gibson'ın perdelerinin aralarındaki çizgiler beni cezbediyor. Yamahalar da bana gelen hediyelerin markası oluyor genelde. Yoksa özel bir takıntım yok. Müzikle aran iyi midir? İlgini çekmesi, ilgimi çekti.''

Edward, Alice'in kurduğu son cümleye hayran kalmıştı:
''İlgimi çekmesi, ilgini çekti demek... Güzel. Bak bu hoşuma gitti işte. Aslında ben piyanistim, gitarda çalabiliyorum. Akşam sende bana gelirsin ve sana piyano çalarım ne dersin ? Böylece kutlama da yapmış oluruz.''

Alice, başını sallayarak bu fikirden çok memnun olduğunu belli etti. Edward'a döndü ve etkileyici bir ses tonu kullanmaya çalıştı:
''Akşam sendeyiz o zaman?''

Edward'ın yüzü Alice kötü bir tepki vermeyince neşe dolmuştu.Alice'in yanağına bir buse kondurdu ve kısık bir sesle:
''Belkide yeni birşeyler kazanırız bugece ne dersin? Saat yedide bekliyorum seni.''

Sözlerini bitirdi ve kapıdan usulca çıktı. Alice ona kapıya kadar eşlik etti. Kapıyı kapattı ve ellerini kalbine koydu. İlk defa bu hızla atıyordu. Ona ne olduğunu anlayamıyordu, sanırsa bu aşktı. Evet, evet bu aşktı, başka ne bu kadar mutlu ederdi ki insanı? Başka ne bu kadar ayaklarını yerden keserdi? Hemen düşünmeye başladı ne giymesi gerekiyordu akşam? Dolabının karşısına geçti ve tüm elbiselerini teker teker denedi. Hiç birini beyenmedi. En sonunda koyu gri, ince askılı, mini elbisesini giydi. İşte bu güzel olmuştu. Hem asi kız hem sexy kız hem de cici kız olacaktı. Saat tam yedi olmuştu, siyah Converselerini ayağına geçirdi ve Edward'ın evine gitti. Yolda sadece kendi adımlarını izledi. Zaten çok uzun seyirlik bir yol değildi, sadece 20 adımda yol bitmişti.

Kapı zile basmadan aralandı ve Edward tüm tatlılığıyla Alice'in karşısında duruyordu. İnce, uzun parmaklı elini Alice'e uzattı, Alice elini tutunca onu müzik odasına çıkardı. Müzik odasının tavanı bile aynayla kaplıydı. Odada sadece kuyruklu bir piyano vardı. Ne dekordur ki piyano bile muhteşem bir görüntü verecek şekilde aynayla kaplıydı. Edward, Alice' i yanına oturttu ve piyanosunu çalmaya başladı. Parmakları adeta tuşlarla dans ediyordu ve bu Alice'i daha da büyülüyordu. Eserin sonuna geldiğinde Edward ortamı romantikleştirmek adına biraz daha slowlaştı. Ve son notayıda ince olarak bastıktan sonra Alice'e döndü. Alice'te Edward'a baktığından dolayı burunları birbirine değer konumdalardı. İkisininde kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Alice titremeye başlamıştı.

Edward o etkileyici nefesiyle Alice'e hitap ederek:
''Belkide bu akşam burada yeni bir şeyler kazanırız, ne dersin?''

Cümlesini bitirdiğinde dudakları, Alice'in dudaklarındaydı. Ne olduğunu anlayamadan içlerinden gelen güçlü bir duyguyla öpüşmeye başlamışlardı. Alice geri çekildi.

Her zamanki sakin tavrını takındı ve bu onu daha da çekici kılıyordu:
''Hayatımın en güzel gecesini yaşattığın için teşekkür ederim. Bunu kesinlikle günlüğüme yazıcağım. Ve artık günlüğümde her gün senden bahsediceğimden eminim.'

Edward, Alice'e baktı ve davetkar bir tavırla,''Öldükten sonra bile sadece sen olucaksın bu kalpte Alice. İnan bana.'' dedi. Alice gecenin sessizliğinde evine döndü ve kapıyı kapatmadan önce son bir kez Edward'la bakıştılar. Odasına çıktı ve bembeyaz günlüğünü açtı. Bugün olanları yazmaya başladı...

İşte Alice'in beyaz kaplı defteri. İçinde kin yok, nefret yok sadece aşk var. Asla nokta yok o defterde, hep virgül var. Son kelimesi yasaklı listesinde. Hayatının anlamını yakalamışken bir daha asla bırakmamak onun tek derdi artık. Yanılgı yok. Umut çok ... Uyurken bile hissedicek onu kalbinde, aşk bu asla bitmez, sevenleri ayıramaz ölüm bile. Kalp hep Tanrı'ya emanet.

out: başka bir siteden rp'mdir...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Desdemona Messier
Gardiyan | İnsan
Gardiyan | İnsan
Desdemona Messier


Rp Yaşı : 20
Mesaj Sayısı : 258
Kayıt tarihi : 27/08/09
Yaş : 30

Rol Puanı
Ro Gücü:
Isabella Dakota Ivalyn Left_bar_bleue100/100Isabella Dakota Ivalyn Empty_bar_bleue  (100/100)

Isabella Dakota Ivalyn Empty
MesajKonu: Geri: Isabella Dakota Ivalyn   Isabella Dakota Ivalyn I_icon_minitimeSalı Eyl. 15, 2009 8:26 am

Kurgu ~ 20 Puan
Betimleme
~ 23 Puan
İmla Kurallarına Uygunluk
~ 17 Puan
Renklendirme
~ 10 Puan
Gerekli Uzunluk
~ 10 Puan
Akıcılık
~ 8 puan

Toplam : 88 Puan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Isabella Dakota Ivalyn
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Isabella Dakota
» Isabella Swan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampir Akademisi RPG :: Rpg Alanı-
Buraya geçin: