Vampir Akademisi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampirlerin Yetiştirildiği, Harika ve Büyüleyici Bir Okul
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Rolande Addié

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rolande Addié

Rolande Addié


Rp Yaşı : 21
Mesaj Sayısı : 9
Kayıt tarihi : 31/08/09
Yaş : 30
Nerden : Senin geldiğin yerden o.O

Rol Puanı
Ro Gücü:
Rolande Addié Left_bar_bleue100/100Rolande Addié Empty_bar_bleue  (100/100)

Rolande Addié Empty
MesajKonu: Rolande Addié   Rolande Addié I_icon_minitimePtsi Ağus. 31, 2009 8:00 pm

Hayır, dur… Ah “ Diye mırıldanarak uykusunda gördüğü kabusla boğuşuyordu genç cadı. Alnından boşalırcasına terle akıyor, bedenini zor sığdırdığı küçük yatağında dönüp duruyordu. Gördüğü kabusta yasak ormanda tek başına yürüyordu. Sanki Sébastien oradaydı ve genç cadı onu almaya gidiyordu. Garip sesler, karanlık… Hepsi ordaydı. Yerde sürünen Sébastien’i almaya çalışıyor ama bir türlü uzanamıyordu… Sonunda nefes nefese kalarak gözlerini açmıştı. Baş ucundaki lambayı açarak saçlarını geriye doğru attı ve yutkunup, kendini sakinleştirmeye çalıştı. Bu bir kabustu sadece. Gerçek olması imkansızdı. Sébastien yaşıyor olamazdı. Yine de o içinde beliren küçücük umuda yenilip yataktan kalktı ve pijamasının üzerine sadece mantosunu geçirerek pencereden baktı. Gözlerini yasak ormana odaklamıştı. Herhalde oralarda bir yerdeydi… “ Tanrım ben ne saçmalıyorum. “ diye mırıldandı sonradan kendi kendine. Tam mantosunu çıkarıp yatağına geri yatacaktı ki, denemekten fayda olmaz felsefesine kapılıp ortak salona indi. Salon gece olduğu için oldukça karanlıktı. Kimsecikler yoktu. Rolande çaktırmadan sessiz adımlar ile dışarıya çıktı. Koridorların eski duvarlarına sürtünerek sessizce ilerlemeye devam etti. Kısa zamanda Hogwarts’ın gizemli duvarlarından çıkıp bahçede koşmaya başladı. Hızla koşarak yasak ormana daldı… Yasak ormanın bu boğucu ortamına girer girmez, içinde beliren nedeni belirsiz karanlık duyguya engel olamamıştı. Eliyle kalbini tuttu ve zorla nefes almaya çalıştı. Tıpkı kabusunda gördüğü gibi garip uğultular duyuluyor, karanlığın ortasına yayılan sis önünü görmesine engel oluyordu. Dondurucu biçimde soğuk olan hava genç cadının burnunun kızarmasına sebep olmuştu. Tir, tir titreyerek ürkek adımlar ile ilerliyor bir yandan da her yana bakmaya çalışıyordu. O buralarda bir yerde olmalıydı. İçinden Sébastien diye haykırmak gelse de yapamıyordu, biri tarafından duyulabilirdi ve bu onun için hiç iyi olmazdı. Tek çaresi sessizce dolanıp onu bulmaktı. Belki de boş bir umut içinde sürüklenip ilerliyordu bu yolda. Nede olsa lanet bir kabustu sadece. Ürkek bakışlarını ilerlediği yolsa gezdiriyor bir yandan da sessizce, “ Sébastien… “ diye fısıldıyordu. Yürümeye devam ederken ileriki çalılıklardan bir ses duydu. Hemen ilk gördüğü ağacın arkasına yaslandı, ve bedenini o yaşlı ağaçla tamamen birleştirdi. Korkmuştu, yakalanmaktan…

Nede olsa burası artık güvenli değildi. Lord’un orman sınırlarında dolaşmadığına nasıl emin olabilirdi ki? Sonunda çalılıklardan çıkan gölgenin kaybolmasın üzerine derin bir nefes alıp rahatladı ve alnını elinin tersiyle sildi. Tekrardan ürkek adımlarla yürümeye başlamıştı. Dolunay tam anlamıyla gökyüzüne yerleşmişken, birkaç metre uzaktan gelen ses onu irkiltmişti. “ Kim var orada? “ diye bağırdı. Ve hızla sesin geldiği yere doğru koşmaya başladı. Oydu… Onu görür görmez gözlerinde beliren ışık hemen canlanmıştı. Kollarını onun boynunun altına koyarak başından hafifçe destekledi ve kendine doğru çekti. “ Yüce Merlin yaşıyorsun… Ben sen öldün zannetmiştim. “ dedi ağlamaya başlayarak. Onu böyle yara içinde görünce kendini tutamamıştı. Ayrıca üç gündür onun öldüğünü kendine inandırmak için çabalarken, birdenbire karşısında görmek pek iyi gelmemişti. Oldukça şaşkındı. İlk yaptığı şey onun boynuna doğru eğilip kokusunu içine çekmek olmuştu. “ Bunu özlemişim. “ dedi onun kulağına fısıldayarak. Onu baştan aşağı süzdüğünde, bayağı bir kirlendiğini fark etti. “ Aman Tanrım sen üç gündür ne yapıyorsun? Hemen hastane kanadına gidip bir tedavi olman gerek. “ dedi ona annesiymiş gibi davranarak.
Bir anda her şey ne kadar değişmişti. Kaç gündür ağlayan yüzü şimdi gülüyor, artık etrafa negatif duygu saçmak yerine pozitif düşüncelerini saçıyordu. Sébastien’i nasıl bulduğunu bile bilmiyordu aslında. Sadece saçma bir rüyanın etkisine kapılıp, buralara gelmişti. Acaba buda o kitabın gizemi olabilir miydi? Son günlerde zaten o gizemli kitap tümüyle genç cadıyı ele geçirdiği için; belki de biraz olsun gerçekleri ona göstermek istemişti. “ Ben aslında nasıl geldiğimi bile bilmiyorum, ve sanırım yolu bile unuttum. Sadece bir rüya gördüm ve hiç düşünmeden geldim. “ Diyerek yüzünde muzip bir gülümseme belirtti. Belki bir –rüya- çok saçma gelebilirdi; ama bu rüya onun belki de Sébastien’in hayatını kurtarmıştı. Şimdi nasıl döneceklerdi onu bile bilmiyordu. Belki de o her şeyi muhteşem bilen kitap yine zihnine girip ona dönüş yolunu anlatırdı? Karanlık ormanda yavaş adımlarla yürümeye devam ederken düşündüğü tek şey, gizemli sırlardı. Daha ne kadar devam edecekti bu bilmece böyle? Garip seslerle yükselen uğultulara aldırmadan yürürken bir yanda da konu açmaya çalıştı. “ Biliyor musun? Balo gecesi dört öğrenci kaçırılmış. Bunlardan ikisi bulunamamış fakat; ikisi kurtulmuş. Bunlardan biri de Hilary yani benim çok yakın arkadaşım… “ Dedi düşünceli bir ifade ile. Hilary’i neden kaçırdıklarına anlam yüklemeye çalışıyordu. Kitap yüzünden mi? Hayır bu çok saçmaydı çünkü; bu kitabın sırrından Hilary ve Rolande dışında kimsenin haberi yoktu. Her ne kadar Sébastien’e bile açıklamak istese yapamamıştı. “ En garibi de kaçırılanların hepsinin Gryffindor olması. “ Dedi tekrardan söze atlayarak. Belki de bakanlığı ayaklandıran en önemli etkendi bu.
Tüm öğrenciler Gryfffindor binasındandı. Neden acaba? Karanlığın Hogwarts’a sızdığı daha ne kadar kesin anlaşılabilirdi ki bundan başka? Karanlık resmen kendi kendini kör kuyuya atmıştı. Ama onların ne yapıp edip bu çıkmazdan da kurtulacağından emindi. Nede olsa planları çok sinsi işliyorlardı. O gece tek onu merakta bırakan şey Sophia’ın baloya gelmemesiydi. Bir an aklından –Sophia- geçse de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını düşünüp, hemen aklından bu düşünceyi savdı. Konuyu yumuşatmak istercesine, “ Neyse ki bakanlık harekete geçti. “ Dedi iç çekerek. O sırada çoktan Hogwarts sınırlarına girmişlerdi bile.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Melanie Moreau
Moroi Prensesi
Moroi Prensesi
Melanie Moreau


Özel Yetenek : 4 Element Kontrolü
Rp Yaşı : 20
Mesaj Sayısı : 450
Kayıt tarihi : 24/08/09
Yaş : 30

Rol Puanı
Ro Gücü:
Rolande Addié Left_bar_bleue100/100Rolande Addié Empty_bar_bleue  (100/100)

Rolande Addié Empty
MesajKonu: Geri: Rolande Addié   Rolande Addié I_icon_minitimePtsi Ağus. 31, 2009 8:09 pm

Kurgu ~ 25 Puan
Betimleme ~ 25 Puan
İmla Kurallarına Uygunluk ~ 20 Puan
Renklendirme
~ 10 Puan
Gerekli Uzunluk
~ 10 Puan
Akıcılık
~ 10 puan


Spoiler:


Toplam: 100 Puan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://vampirakademisi.roleplaylife.net
 
Rolande Addié
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampir Akademisi RPG :: Rpg Alanı-
Buraya geçin: