Vampir Akademisi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampirlerin Yetiştirildiği, Harika ve Büyüleyici Bir Okul
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ramona Antinus

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ramona Antinus

Ramona Antinus


Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 11/07/11

Ramona Antinus Empty
MesajKonu: Ramona Antinus   Ramona Antinus I_icon_minitimePtsi Tem. 11, 2011 6:00 pm

Bir ürperti eşliğinde açtı gözlerini. İçinde olduğu bembeyaz dünya sade yumuşaklığı ile yansıdı gözlerine. Tembel tembel aşağıya doğru süzülmekte olan kar tanelerine baktı. Bu beyazlık içinde hangi rengi giyinmişti gözleri? Grimsi bir ela mı yoksa? Kendisine son derece tuhaf gelen bir şekilde üşümüyor, ürpermiyordu bedeni. Sanki soğukla aynı ısıdaydı vücudu. Rüzgarın esintisi bile ne kadar denerse denesin o serinliği hissettiremiyordu genç kıza. Üzerinde uyandığı kar bile işlemiyordu narin vücuduna. Oysaki üzerinde sadece karla aynı renkte olan bir elbise vardı. Nasıl üşümüyordu? Kar yağıyordu. Hava eksi derecelere ulaşmış olmalıydı. Soğuktan kaskatı kesilip ölmüş olması gerekirdi. Yalpalayarak ayağa kalktı. Gevşemiş eklemleri ona sorun çıkarıyordu. Serseme dönmüş aklını toparlmaya çalıştı. Bir baş ağrısı hançermişçesine beynine saplanırken ayakta kalmak için kendisini zorladı. Çıplak ayakları bir süre karın yumuşaklığı içinde gezdi. Etrafı inceledi merakla. Kendini yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordu. Dünyada yapayalnız kalmış çaresiz bir bebek gibi... Meraklıydı ama korkuyordu da. Kendisini saracak ve güvende hissettirecek kollar arıyordu vücudu çaresizce. Merakla bakan gözleri baharda yemyeşil çimenler ve beyaz çiçeklerle bezeneceği son derece açık olan karlar altındaki bir dünya gösteriyordu ona. Muhtemelen bahar geldiğinde etrafın yeşilliğini yansıtacaktı gözleri. Değişken görünüşünü severdi o. Başını sık sık belaya soktuğu için farkedilmesini zorlaştırırdı. Sadece kıyafetlerini değiştirmesi yeterliydi onun için. Teni, saçı, gözleri… Hepsi değişirdi tek bir dokunuşla.

Gözleri küçük, siyah bir noktaya kenetlendi birden. Dikkatli bakınca bir insan silueti olduğunu fark etti. Nefesinin hızlanışıyla korkunun gelmesi bir oldu. Siluet hareket etti yavaşça. Onunla birlikte yaklaştı. Birbirlerine doğru ilerledikçe siluetin görünüşüde netleşiyordu. Tanıdık gelen kahverengi bukleler… Bir an durup seslendi. “Merhaba! Kimsiniz? Yardım eder misiniz?” Yankı. Sadece yankı gelmişti kulaklarına. Siluet onunla birlikte durmuştu oracıkta. Gözlerini kıstı. Sonra yaklaşmaya karar verdi. Beynindeki tehlike çanlarının çalmasına aldırmayarak devam etti. Merakı baskın geliyordu. Yaklaştıkça yanlış gördüğünü, gözlerinin ona eşek şakası yapıyor olduğunu sandı. Tıpa tıp benziyorlardı. Tek fark üzerindeki elbisenin onunkisinin aksine siyah olmasıydı. Çok yaklaşınca durdular aynı anda. İster istemez küçük çocuk merakı ile uzandı. Karşısındaki kız onunla birlikte uzandı ve elleri aynı noktada birleşti. Birbirlerine değmelerine engel olan tek şey şeffaf ve sert bir yüzey idi. “Bir ayna mı?” diye sordu kendi kendine. Kendisi gülümsemiyor olmasına rağmen karşısındaki siyahlar içindeki kız gülümsedi ve onun sesiyle konuştu. “Bizim kim olduğumuzu billiyor musun?” Cevap vermeyince başını hafifçe yana yatırdı. Bir an için zihni boşalmış gibi geldi. Kimdi o? Biz derken neyi kastetmişti? Kızın gülümsemesi büyüdü. Masum ve iyi niyetli görüntüsü onu biraz rahatlatmıştı. Kendisine çok benziyor olması da ayrı bir sebepti elbette. Elini kızla birlikte yukarı kaydırdı. Teninin şeffaflığı ve solukluğu nefesini kesti. “Kimim ben?” diye sordu merakına bir kez daha yenilerek. Kız hafifçe kıkırdadı. “Melinda. Adımız bu. Biz tek kişiyiz.” Elini şeffaf tabakadan geçirdi yavaşça. Buzdan bir hançer vardı elinde. Şeffaf tabaka, elinin geçmesini istemiyormuşçasına kızın bileğine tutundu. Ne olduğunu anlamamışçasına hançere uzandı. Ama birden hareket eden bilek hareketiyle afalladı. Karnının olduğu yerde keskin bir acı hissetti. Kırılan cam sesi eşliğinde şeffaf katman parçalandı. Kızın gülümsemesi, artık sinsi bir hal almıştı. “Beni en başında yok etmeliydin.” dedi. Sonra arkasına dönüp çok yavaş adımlarla uzaklaşmaya başladı. Hançeri karnından çıkardı. Acının ruhunu yaktığını zannetti bir an. Kızın kötü olduğunu biliyordu artık. Onu neden olduğunu bilmesede durdurması gerekiyordu. Son bir güçle ayağa kalktı ve kalp hizasına gelecek şekilde hançeri kızın sırtına sapladı. Tiz bir çığlık sessizliği yırtıp geçti. İkiside yere yığılırken elbiselerinin renginin birbirine karıştığını ve grileştiğini fark etti. Kız acı dolu bir fısıltı ile konuştu. “Her şeyi mahvettin. Şimdi kayıp biri olarak yaşamanın keyfini çıkar.” İki çift göz aynı anda kapandı.

Çığlıklar atarak yatakta doğruldu. Nedensiz yere ağlama isteği ile vücudu titredi. Hüngür hüngür ağlarken bir adam odaya girdi ve kıza sarıldı. Adam neden ona sarılmıştı? Kimdi? Peki kendi adı neydi? Adam hızla konuştu. “Melinda? İyi misin tatlım?” Tatlım? Melinda? Tandık gelen bu ad beyninin derinliklerinde yankılandı. Adı bu muydu? Titrek bir sesle adama sordu. “Özür dilerim efendim. Ama siz kimsiniz?” Adam şaşkın bakışlarla Melinda’ya baktı. Eli cebine gitti. Küçük bir telefon çıkardı. Numarayı tuşlayan bipleme sesleri odada yankılandı. Bir süre sonra karşı taraf telefonu açtı ve adam konuşmaya başladı. “Samantha, kızımın bir şeyi var. Hiçbir şey hatırlamıyor.” Melinda, Samantha'nın kim olduğunu merak etti. Sonra aklı konuşmalara takıldı. Kızım? Bu adam babası mıydı? Peki neden hatırlamıyordu? Babası olduğunu iddia eden adama baktı ve tıpkı kendi gözleri gibi ela olan o gözlerdeki kırgınlığı gördü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ramona Antinus
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampir Akademisi RPG :: Başlangıç :: RPG Alanı :: Güç Belirleme-
Buraya geçin: