İnsan birkaç dakikada hayatını nasıl anlatır? Yaşadıklarınız size ağır gelmeye başladığında
yapabileceğiniz şey nedir? Bunca şey yaşarken doğru yolu nasıl bulursunuz?
Lue J, bunları düşünerek kaygan yolda yürüyordu. Keskin rüzgardan korunmak için, düşük bel pantolonunun ceplerine sokmuştu ellerini. 80’li yıllara ait deri motorcu ceketi onu biraz olsun New York’un soğuğundan koruyordu. Aklından geçen onca soruya rağmen, vızır vızır arabaların geçtiği o caddede ölmeden nasıl yürüyordu bilinmez ama Lue J’in bildiği bir şey vardı; bu gece Siyahlılar’ın onu öldüreceği. Cep telefonunun tuşlarına, titreyen elleriyle basarak bir numara çevirdi. Bir-iki cızırtıdan sonra nihayet çalıyordu. Çok geçmeden narin bir kadın sesi cevap verdi.
‘’Veronica.’’ Dedi Lue J, kadının cevap vermesini umarak.
‘’Beni neden aradın Lue?’’ dedi kadın öfkeyle.
‘’Çok yalnızım, aramamam
gerekirdi biliyorum ama lütfen Veronica… Lütfen yüzüme kapatma.’’
Lue J, gerçekten çaresizdi ve yalnızdı. Bu gece son kez görmek istediği, eski karısı Veronica’ydı. Sorunlu bir evlilikleri vardı. Lue J yaşamına Siyahlılar’ıın girmesiyle değişmişti. Ona birçok şey vaat etmişlerdi. İstediği kadar, ev, arsa, araba… Hangi erkek bunları duyduktan sonra değişmezdi ki? Eve geç gelmekle başladı Lue J başlarda. Veronica, eve her geç geldiğinde, bağırır, küfreder ve bıktığını
söylerdi. Çok geçmeden boşandılar ve kadın rahat bir nefes aldı. Mahkeme salonunda, uzun düz ve siyah saçları, kırmızı ruju, gömleği ve eteğiyle işkadınını andıran görüntüsünü hatırlardı hep Lue. En son onu böyle görmüştü ve o gün bugündür mutsuz olduğunu fark etmişti.
‘’Lue?’’
Kadının meraklı sesiyle irkildi Lue. Düşüncelerine dalmışken, Veronica’yla telefonda olduğunu unutmuştu.
‘’Ah Tanrım,’’ dedi ve bir nefes aldı ‘’Veronica, seni ne kadar çok
özlediğimi tahmin bile edemezsin. Son bir defa. Son bir kez daha görmek
istiyorum seni.’’ Dedi ve beklemeye başladı. Artık ipler Veronica’nın elindeydi. Kadın isterse, onu son bir defa görebilecekti. Siyahlılar gelip onu almadan önce kadının pürüzsüz yüzüne son bir defa dokunabilecek, mis gibi kokan parfümünü içine çekebilecekti.
‘’Saat dokuzda Eva’s’ta ol.’’ Dedi kadın ve kapattı.
Eva’s, Lue ve Veronica’nın ilk tanıştığı yıllarda takıldığı, minik ama sevimli bir kafeydi. İlk defa orada birbirlerinin ellerini tutmuşlardı.
Lue’nun yüzünde bir gülümseme belirdi. Eski, gümüş saatine baktığında yelkovan ve akrep sekiz buçuğu gösteriyordu. Eva’s’a gitmek için adımlarını hızlandırdı.
*-*-*-*
90’lı yılların ağır tonda müziklerini duydu kapıdan içeri adımını atar atmaz, Lue. Sonra loş ortama baktı. Gözlerinin alışması için bekledikten sonra, köşede bir yerde masa bulup oturdu. on dakika kadar sonra Veronica’yı bir buçuk yıl sonra görecekti. Saçlarını kestirmiş veya boyatmış olabilirdi. O yıllarda bakmaya doyamadığı yeşil gözlerine lens takmış olabilirdi. Belki de… Aynıydı. Aşık olduğu kadın olarak kalmayı seçmiş olabilirdi. Dakikalar ona yıl gibi gelse de sonunda saat dokuzu gösteriyordu. Veronica hep dakik bir kadın olmuştu, her zaman işine aynı saatte gelir, eve aynı saatte dönerdi. Monoton bir hayatı vardı evliyken. Ve Lue onunla hiçbir zaman dışarı çıkmazdı.
Gözleri bir kez daha kapıya döndüğünde, içeriye Veronica girmişti. Aynıydı. Saçları belki daha kısaydı ama her şeyiyle, ilk tanıyıp aşık olduğu kadındı. Lue yerinden kalkıp onu selamlamak için geç kalmıştı çünkü gözlerini Veronica’dan ayıramıyordu. Kadın onu görüp masalarına doğru ilerlediğinde kendine geldi ve ayağa kalktı.
‘’Çok… Çok, çok güzelsin.’’ Dedikten sonra Veronica’ya doğru bir adım atıp, sarıldı. Ve o an, kulakları sağır edecek şekilde bir patlama duyuldu.
‘’Tanrım, hayır şimdi olmaz!’’ diyerek Veronica’yla beraber yere yattılar. Lue, yanan masaları ve insanları görmeden ne olacağını anlamıştı. Yere sertçe yattıklarında hemen yanında yatan Veronica’ya baktı. Yüzünün ve kollarının bir kısmı yanmıştı ve kafasını sertçe yere çarpmıştı. Yüzü Lue’ya doğru dönüktü. Çok geçmeden çevresini adamlar sardı. Gelmişlerdi. Lue J, ayağa kalkmaya çalıştı ama iri yarı adamlardan biri, kocaman ayaklarıyla yüzüne bastırdı. Acı çekmeye başlamıştı.
‘’Sana söylemiştik,’’ diyerek sözlerine başladı Siyahlılardan biri.‘’Bizi dinlemen gerekirdi J,’’ Kulağına doğru yaklaştı adam, Lue’nun. ‘’Görüşürüz J.’’ Dedikten sonra silahın ‘klik’ sesini duydu ve derin bir acı hissetti.
Son hatırladığı, Veronica’nın acı dolu yeşil gözleriydi.