Bağırmamam için özel bir neden yoktu. Hiçbir gerek , hiçbir gerekçe. Ben yalnızca gördüm. Üç kişi bir adamı sürüklüyordu. Adam onlarla gitmek istemiyordu. Bir ara ellerinden kurtulup kendini yolun kıyısındaki hendeğe atmayı başardı. Tam o sırada bir ses duyuldu. Birisi bağırıyordu , daha doğrusu çığlık attı. Bir erkek sesi de olabilirdi , kadın sesi de. Çığlığı duydum ama ne dediğini duymadım. “Gel“ mi diyordu , “Git” mi diyordu. Bilemiyordum.Meraklandım , yürüdüm yol boyunca , hava karanlıktı. Paltoma sarınıp usul usul yürüdüm. Topuklu ayakkabılarım artık batmaya başlamıştı. Çıkardım ayaklarımdan , elime aldım rahat bir “oh” çektim. Ayaklarım üşüyordu fakat umursamadım. Kafamı kaldırdım ve duvardaki yazıyı gördüm. “Buraya girersen çıkmazsın.” Biraz altında da “Çıkmaz sokak.” Yazıyordu. Ürperdim , sokağa doğru ilerledim. Sokak karanlıktı. Tek bir ışık vardı. Onun kendine bile hayrı yoktu ve sokağa ürkütücü bir sessizlik hakimdi. Sadece yerleri süpüren elbisemin hışırtısı sokakta yankılanıyordu.
(1 Saat önce )
Bu maskeli balo gelmiş geçmiş en güzel parti idi onlara göre. Her yer siyahın , beyazın tonlarıyla doluydu. Erkekler takım elbiseler içinde kızları tavlamaya çalışıyor . Kızlarsa asilmişçesine gerinip nerden geldiklerini unutuyorlardı. Balo bittiğinde nereye döneceklerini hatırlamıyorlar ama önemli değil kim umursuyor ki. Parti bu amaçla yapılmıştı. Nerden geldiklerini unutup üç saatlik bir zamanda kendilerini bir prens , prenses gibi hissetmelerini sağlamak içindi ve o maskeler olmasaydı , böylesine kahpece davranabilir miydiler? Sanmıyorum herkes benim gibi masada oturup bir kadeh şarap içerlerdi belki de onu bile içemezlerdi. Maskeler bunu içindi. İstediğimizi yapmak içindi. Bunu kullanmamalıyım çünkü nerden geldiğimi unuturdum. Kim olduğumu. Bir kez onlar gibi davranırsam. Bağımlılık yapacağını biliyorum. Ablam bana bunu öğretti[i]. Litfinya neden yaptın ki bunu sana ihtiyacım vardı. Onlar gibi olmak zorunda mıydın? Neden gittin ? Seni özleyeceğim litfinya. Yanımda bir hareketlenme hissettim. Bir erkek. “Neden partide bize katılmıyorsun genç bayan?”Neden konuştu ki. Gereksizdi ben kendi düşüncelerimde mutluydum. “ Bu gün havamda değilim bayım. İzninizle.” Kalktım ve oradan ayrıldım. Peşimden gelmeye yeltendi ama bakışlarımla “Hayır !” dedim. Yüzünü buruşturdu ama yerinden kalmadıda. Ben onlardan değildim. Çantamı açtım ve içinden mendilimi çıkartıp elimi yüzüme sildim. İçerisi çok sıcaktı. Merdivenlere yöneldim , kapıyı buldum soğuk ve kasvetli havaya doğru bir adım attım.
(Şimdi)
Elbisemi ellerimle yukarı doğru çektim. En azından ses kesilmişti. Kasabadaki lanetli kişi bunu duyabilirdi. Söylentilere göre çok iyi duyabiliyordu , gözleri karanlıkta her şeyi ayırt edebiliyordu ve en kötüsü bakire kızların kanını içiyordu. Bunu pek inanmasam da insan yine de korkuyordu. Sokağın sonuna doğru kuytu bir yer vardı. Yaklaştıkça hafif çığlık sesleri artıyordu. Korktum. Merakımın kölesi olmuştum. Yürüdüm ve sesler artık şiddetlenmişti. Gördüğüm kadarıyla bir örtüyle kaplanmış duvarın içinde oyuk vardı. Kendimi tokatlamak istiyordum ama örtüyü düşünmeksizin kaldırdım. Birkaç kız ve erkek. Erkeğin dişleri kanla kaplıydı ve oradaki kızların,karınları, kolları, yüzleri kısacası her yerleri ısırık izleriyle doluydu. Midem kasıldı. Kasabada söylentiler doğruymuş. Kızların elbiseleri bir köşedeydi ve Şok oldum bunlar balo elbiseleriydi. Kaybolan kızlar. Onca kız. Bayılacaktım sanırım. Örtü elimden kaydı fakat o lanetli kişinin elleri belimden yakalamıştı bile. Adrenalin çok fazlaydı. Debelenmeye başladım ama elleri çok güçlüydü. Beni sabit tuttu bende avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. Ama nafile yazılanlara dikkat etmeliydim. Burada beni kurtaracak biri yoktu. Lanetli varlıksa benim bu çabalarımla çok eğleniyordu. Kahkaha atmaya başlayınca gerçekten şaşırdım. Anlaşılan bu kaçma çabalarım sadece bir alay konusuydu. Beni dikkate almıyordu sadece televizyon izlermişçesine bakıyordu. En sonunda dayanamayıp “Seni cani varlık” dedim.Bu onu gülümsetti. Benim sadece daha çok sinirlenmem sinir oluyordu. “Bu bana iltifat küçüğüm.”Ben küçük değildim ki 19 yaşında bir bayandım. “Bana sakın küçüğüm deme lanetli şey, hem sen nesin lanetli olduğun belli ama gerçek olan ne türünün ismi nedir?” Benimle böyle konuşması garibime gidiyordu , oradaki kızlara bakınca.”Türümü tanımaman ne garip buradaki kaybolan kızların hepsinin sorumlusu benim.Ne kadar güzel değil mi? Ben bir vampirim ‘KÜÇÜĞÜM’.” Gerçekten sinir olmuştum fakat bir yandan da korkuyordum. Onca kız üzülmüştüm gerçekten ama ne olduğunu biliyorum artık. Bir şeyler oldu karanlığın içinde göremediğim bir hareket. Dünyam karardı. Hoşça kal dünya..
Yepyeni bir gün. Değişmiş hissederek uyandım. Ölmeliydim. Belki öteki alemdeydim. Ama gördüğüm şeyler dünyaya aitti. Sesler duydum. Hemen gözlerimi kapattım. ”Aç gözlerini küçüğüm uyandığını biliyorum.” O vampir küçüğüm kelimesinden tanımıştım onu ve sesinin eşsiz tınısından.”Öldüm sanıyordum.”Gerçekten öyle sanıyordum. ”Evet öldün küçüğüm ama benim sayemde geri geldin ve şimdi çok mutluyum.” Kafam karışmıştı. Aklıma gelenler korkunçtu düşünmek istemiyordum yataktan kalktım kendime baktığımda çıplaktım dehşet içinde yatakta ki kıyafetleri giydim. O ise her zaman ki gibi gülüyordu. Giydiklerimi fark ettiğimde siyah boğazlı kazak , altımda ise pamuktan kıpkırmızı bir etek vardı. Yatağın altında ise siyah deri çizmeler vardı. “ Tamam giyindiğime göre her şeyi anlat bana. Her şeyi öğrenmek istiyorum.” Yatağa yine oturdum ellerimi göğsümde kavuşturdum ve onu dinliyor gibi bir ifade takındım. Bana doğru geldi ve çömeldi. “ Seni benim gibi yaptım.Mylia seni sevdim. Ölü olmama rağmen içimde bir şeyler hissettirdin. Bu ilk defa başıma geldi. Senin benim yanımda olmanı istedim her zaman sonsuza dek. Bu sen insanken olmazdı ama artık benimlesin benimde tek istediğim buydu ve oldu.” Kızamadım ona beni seven birine nasıl yapardım bunu. Bende hoşlandım ondan şöyle bir bakınca teni pürüzsüz ve soğuk. Kaşları dudakları burnu her şeyiyle mükemmeldi. Bir tanrı gibiydi. “ İsmin ne gecenin kusursuz yaratığı” Gülümsedi ve “ Seignour Aşkım” İsmi karanlığın her tarafında çınlamıştı.