Dersler ve Hogwarts hayatı oldukça normal işliyordu. Amy, sabah kalktığında biraz yatakhanede uzanıyor, sonra gidip birşeyler yiyor ve derslere girip çıkıyordu. Herkes için aynı şey geçerliydi. Tabi arada istisnaî durumlar olabiliyordu. Eğlenmek için Quidditch sporu vardı ama daha başlamamıştı. Her binanın öğrencileri Ortak Salon'larında toplanıp muhabbet edebiliyorlardı. Dersler ise normaldi. Oldukça normal... Gryffindor , puanlara göre üçüncüydü. Amy, bu duruma üzülüyordu. Ama yine de birinci olacaklarına inanıyordu. Gryffindor Bina Başkanı olduğunu öğrendiğinde annesine söz vermişti. Birinci olacaklardı. Amy, ailesini de özlüyordu. Ama artık alışmıştı. Acıktığını farketti. Büyük Salon'a gidebilirdi. Cüppesini düzenledi ve aşağıya indi. Büyük Salon, çok kalabalık değildi. Amy buna şaşırdı. Ama sonradan aklına geldi. Bu saatte dersi olan sınıflar vardı. Gryffindor masasına doğru ilerledi. Ravenclaw masasının önünden geçti ama tanıdık pek birileri yoktu. Bu yüzden kimseye selam vermedi. Gryffindor masasına geçti. Bu bir sabah kahvaltısı olmadığından yemek çok daha çeşitliydi. Birkaç tane birinci sınıf ürkek ürkek etraflarına bakıyorlardı. Amy sırıttı. Acaba ilk başta kendisi de böyle miydi? 'Muhtemelen' böyleydi. Gülümsedi. Hep öyle kalsa dertleri artmazdı. Dersler bile daha kolaydı o zamanlarda. Amy, açlığına daha fazla dayanamadı ve bir tane kızarmış tavuk alıp kemirmeye başladı. Kızarmış tavuk onun favori yemeğiydi. Bunun yanında biraz da kızarmış domates vardı. Ondan da birkaç tane aldı ve yemeye devam etti. Hogwarts'ta en çok yemek yemeyi seviyordu. Dersler yorucuydu. Oldukça yorucu. Pek iyi de hissetmiyordu aslında. Sonuçta yoruluyordu. Derslere pek çok kişiden daha çok özen gösteriyordu. Başarılı sayılırdı da... Gülümsedi. Gryffindor'un puanlarında bir katkısının olması harikaydı. Gerçekten kendini iyi hissediyordu böyle olunca... Midesini tıka basa doldurdu ve gülümseyerek masadakilerle vedalaştı. Sonra da kalkıp Zindanlara gitmeye karar verdi...
Zindan... Oraları hiç sevmiyordu Amy... Karanlık ve kasvetli yerler... Böyle yerleri sevmemesindeki en büyük sebep kendi bodrumlarında bir keresinde kilitlenip kalmasıydı. Kendisini kimse duymamıştı. Orada kötü büyücülerin olduğunu falan düşünmüştü. Daha 4 yaşında bir çocuktu ve o kadar korkmasına rağmen yine de cesur davranmıştı. Usulca annesine seslenmişti. Duymadıklarında da bir sopayla kilidi kırmak zorunda kalmıştı. Babası bu hareketinin ardından onun Gryffindor'a seçileceğinden emin hale gelmişti. Amy de umutlanmıştı. Ve işte Gryffindor'daydı... Zindanlara indiği anda pek çok Slytherinli'nin ona pis bakışlar attığını farketti. Slytherin ve Gryffindor pek de dost olabilecek binalar değildiler. Tamamıyla zıttılar... Bir Gryffindorlu'ysanız bir Ravenclaw veya Hufflepufflı'yla arkadaş olabilirdiniz ama Slytherinli biriyle dost olmak imkansızdı. Çünkü Slytherinli'ler Gryffindorlu'lara ve diğer binalardakilerin çoğuna kötü bakıyorlardı. Slytherinli'lerin tek dostu Slytherinli'lerdi. Amy, İksir Dersliği'ne az kaldığını farketti. Üzerine şöyle bir baktı. Oldukça normaldi. Gülümsedi ve içeri girdi. Burası da en az koridor kadar kasvetliydi. Ama daha güvenliydi. Amy, sınıfa girince profesörü görmeyi umuyordu ama profesör orada değildi. Acaba ne zaman gelirdi ki? Amy, tam bir sıraya doğru yönelirken masada bir pusula buldu. Bu profesörün bıraktığı not olmalıydı. Demek ki bir işi vardı. Amy okumaya başladı.
Sevgili öğrenciler,
Bu günkü ilk dersinizde çok özlü iksir yapımını öğreneceksiniz ve bu iksiri ancak bir ayda hazır hale getirebileceğiz. Malzemeleri zor olan bu iksirin sizin için en iyi seçim olduğunu düşündüm ve sizin iksir çantalarınızda olmayan iki malzemeyi temin etmek için kasabaya kadar iniyorum. Umarım ki sizler beni beklerken yazdığım bu pusula sayesinde biraz araştırma yaparsınız, size gerekecek olan kitap masamın üstündedir. Kitabın bir sayfası açıldığında yaptığım büyü sayesinde size dersi, malzemeleri ve nasıl kullanılacağını anlatacaktır... Şimdiden size kolay gelsin ve başarılar.
Amy gülümsedi. Bir iksir yapmak çok harika olacaktı. Hem de profesör gözetiminde olmadan olacaktı bu... Profesörün bunu yapacaklarına inanması da harika bir şeydi. Hem de bu iksir Çok Özlü İksir olunca Amy daha bir heyecanlanmıştı. Çünkü bu iksir, çok yorucu bir iksirdi. Çok tedbirli davranılması gerekiyordu. Amy, kitapta bir kere hayvan tüyü kullanan birinin durumunu görmüştü. O bir kedi-insan olmuştu. Amy sırıttı. Kendisinin bir hayvan-insan olmasını istemezdi. Bu yüzden insandan alınmış bir şey kullanacağından emin olacaktı. Amy, ayağa kalktı ve gidip bir tane kitap aldı. Kitaplar, oldukça ağır ve kalındı. Amy, sıranın ortalarında oturuyordu ve kitabın ilk sayfasını açarak oraya gitti. Oradaki notu okuyordu. İşine yarayacak bir şey olmalıydı ki profesör dikkat çekmişti. Hemen notu okumaya başladı.
"Ben Rosi, iksir kitaplarının deha sözcüsü…
Hım, demek öğretmeniniz size çok özlü iksiri anlatacak… Bu kadar büyük müsünüz? Öğretmeniniz, bu zor iksiri seçtiğine göre size çok güveniyor olmalı! Peki, önce malzemeleri söyleyelim; Zarkanatlı sinekler, sülükler, hardal otu ve çobandeğneği. Tüm bunlar sizin öğrenci dolaplarınızda ve çantalarınızda bulunur. Ama iki boynuzlu bir atın boynuzunun tozu, yüzülmüş doğranmış kanguru derisi sadece öğretmeninizden temin edebilirsiniz ve en son olarak da kime dönüşmek istiyorsanız ondan olan bir eşya veya bir parça gerekir! Haha, sizi küçükler bunu bu kadar kolay sanıp sevinmeyin, hardal otunu dolunayda toplamanız gerekir ve dolunayda haftaya olacak duyduğuma göre. Zarkanatlı sinekleri de yirmi bir gün ağır ağır pişirmeniz gerekecek. İşte bunları tamamladıktan sonra dönüşüm başlasın... "
Malzemeler Amy'nin dikkatini çekmişti. Zarkanatlı sinekler, sülükler, hardal otu ve çobandeğneği... Bunlar zor temin edilen malzemeler olsa gerekti... Ama yine de profesörün dolabında bulunacağından emindi. Peki, o dolunay olayı nasıl olacaktı? Amy telaşlanmıştı. Bir de kimden saç alacağını bilemiyordu. Bir Slytherinli'den alıp casusluk yapabilirdi ama bunun ardından büyük bir ceza alabilirdi. O yüzden hemen vazgeçti. Başka bir öğrenciden almak yine de en mantıklısıydı. Bir profesör ya da idareci olmak istemiyordu. Başı en fazla derde o zaman girerdi. Amy, kafasını kaldırdığında Profesör Laroque'nin geldiğini gördü. Profesör acele etmiş olmalıydı. Ama yine de yüzünde bir gülümsemeyle öğrencilerine bakıyordu. Sınıfı süzüyor ve kişilik analizi yapıyor gibiydi. Amy, profesörü sevmişti. Oldukça iyi biri gibiydi. Sonra profesör kendini tanıtmaya başladı. Amy ise merakla ona bakıyordu.
“Evet, ben Charlotte Laroque, sizin bu yıl ki İksir Profesörünüz.”Amy, dikkatle onu dinliyordu. Etrafına göz atınca herkesin öyle olduğunu düşündü. Bu kasvetli sınıfta profesör resmen parlıyordu. Amy, onu çok sevmişti. Profesör Charlotte Laroque... Bu gerçekten kulağa hoş geliyordu. Sınıftan çıt çıkmıyordu. Profesör konuşmaya devam etti.
“Bu bir ay içinde size iki önemli iksir öğreteceğim birini bugün itibariyle biliyorsunuz. Çok özlü iksir… Bu sizin gerekli zamanlarda düşmanlarınızı kandırmanıza, onlardan gerekli bilgileri almanıza ve başka insanların hayatını kurtarmanıza yardımcı olacaktır.”
Profesör gülümsedi. Amy de kendini tutamayıp gülümsemişti. Profesör yorgun olmasına rağmen dinçmişçesine davranıyordu. Ama sınıf, onun bitkinliğini anlamış olmalıydılar ki hiç olmadıkları kadar sessizdiler... Profesör bunu da beğenmiş olmalıydı. Zaten bir ay içerisinde iki tane önemli iksir öğrenme fikri hepsinin ağzının açık kalmasına sebep olmuştu. Bu, çok hızlıydı. İlk bir ayda iki tane önemli iksir öğrenirlerse devamında daha fazla öğreneceklerdi demek... Amy gülümsedi... Düşüncesi bile güzeldi. Hemen babasına mektup yazıp bunu bildirmesi gerekiyordu. Çünkü babası hep kendi döneminde derslerde hiçbir şey öğrenmediklerinden yakınırdı. Artık dönem değişmişti, öğrenilenler de...Amy sırıttı. O dönemde olmak istemezdi.
“Anlaşılmayan bir şey varsa odama gelin, lütfen. Gerekli malzemeleri temin edin ve sizde olmayan bunlar…”
Profesör, cam şişeleri gösteriyordu. Amy gülümsedi. Artık her şey tam olacaktı ama kime dönüşmesi gerektiğini bilmiyordu. Profesörün yanına gidip birşeyler söyleme maksadıyla saçını çalabilirdi ama pek de uygun olacağını sanmıyordu. Şöyle bir etrafına baktı. Dönüşmek istediği kimse yoktu. Kendi halinde mutluydu aslında... Ama böyle bir fırsatı geri çevirmek olmazdı. Mutlaka birilerini bulurdu dönüşecek. Amy, kime dönüşeceğini düşünürken midesinin kasıldığını hissetti. Kızlar Yatakhanesi'ne gidip yatmak istiyordu artık...Çok yorgundu. Profesöre umutla baktı. O da sanki Amy'yi anlıyormuş gibi konuşmaya başladı:
Sınıftan çıkmadan herkes bu şişelerden birer tane alsın içinde sizin bulamayacağınız iki malzeme var. Haftaya son bir kez daha size gereken şeyleri ben göstereceğim ve bir ay sonunda çok özlü iksirinizi yapmış olacaksınız. Ve lütfen bir dahaki dersime gelirken, malzemelerinizi temin etmiş olarak yanınızda getirin çünkü haftaya olan anlatımdan sonra bir daha bu konuya geri dönmeyeceğim! Çıkabilirsiniz.
Amy gülümsedi. Nihayet ders bitmişti. Aslında İksir'i pek çok derse tercih ediyordu. Muggle Bilimleri, Sihir Tarihi ve bunlar gibi pek çok sıkıcı ders vardı. O derslere katılmayı bile istemiyordu ama zorundaydı. Bunlar gerekliydi... Amy, İksir dersini sevdiği kadar profesörün hal ve tavırlarını da sevmişti. Dersi sevmesinde büyük bir payı vardı bu tür şeylerin... Çantasını açtı ve kitabını çantaya koydu. Eğer beş veya altı tane kitabını koysa çantanın yırtılacağından emindi. Çok ağırdı. Sonra ayağa kalktı, çantasını aldı ve pek çok kişi gibi profesöre iyi günler diledi.
"İyi günler Profesör Laroque..."
Sonra da hevesle kendini dışarı attı. Zindanın koridoruna çıkacağını biliyordu ama ne kadar hızlı hareket ederse o kadar hızlıca Kızlar Yatakhanesi'ne gidebilirdi. Birden içinden bir ses koşarak buradan çıkmak istedi. İçindeki sesi dinleyen Amy, Slytherinli'lerin arasından hızlı bir şekilde geçti ve Gryffindor Kızlar Yatakhanesi'ne gidip uykuya daldı. Yarın onu yine çok uzun bir gün bekliyordu.