Vampir Akademisi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampirlerin Yetiştirildiği, Harika ve Büyüleyici Bir Okul
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Siyah Gece

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Elizabeth Rose Wayland

Elizabeth Rose Wayland


Rp Yaşı : 23
Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 07/06/10
Nerden : Londra

Rol Puanı
Ro Gücü:
Siyah Gece Left_bar_bleue80/100Siyah Gece Empty_bar_bleue  (80/100)

Siyah Gece Empty
MesajKonu: Siyah Gece   Siyah Gece I_icon_minitimePtsi Haz. 07, 2010 1:15 pm

Sık ağaçların birbiriyle yarıştığı ormanın kendine has bir gizemi vardı. Ağaçların uzunluğu, yıldızların görüntüsünü kapatıyordu. Yeşil olması gereken yapraklar, tuhaf bir siyaha bürünmüştü. Eric ormanın içinde, tek başına, uzun ve hızlı adımlarla ilerliyor ve kendine telkinde bulunuyordu.

"Sen bir gece yaratığısın. Korkuların olmalı." diyerek söylendi. Çoğu vampir gibi onun da geceleri rahat olması gerekiyordu. 18 yıl önce vampire dönüşmüş ve hayatını sonsuz bir geceye teslim etmişti. Uzun boylu, ve yakışıklıydı. Saçları kumral ve dağınıktı. Uzun olduğundan, onları toplardı. Neredeyse omuzlarına geliyorlardı. Ancak acele ve panikle onları toplamayı akıl edememişti. Gergin olduğunda yaptığı gibi kendini azarlamaya devam etti.

"Ah kendimi nasıl bu duruma soktum. Neden her vampir gibi, sadece beslenmek ve zevk için insanlara yanaşamıyorum. 18 yıldır bunu başarmıştım. Ama ne yazık ki artık çok geç. Keşke o gece oraya gitmeseydim." Ormanda ilerlemeye devam ediyordu. Düşünceleri ise 3 ay öncesine gitmişti. Hayatını yani sonsuz hayatını değiştiren o geceye.

Güneş battıktan sonra uyanmış ve açlığını bastırmak için arayışa girmişti. Londra'nın arka sokaklarında avını arıyordu. Şehrin bu bölümünde her zaman ayaşlar, uyuşturucu satıcıları ve hayat kadınları bulunurdu. Aklı başında olan hiç bir insan buraya gelmezdi. Eric her zaman kötülerden beslenirdi. Vicdanı olan bir vampir olarak insanları koruduğunu düşünürdü. Karanlık sokakta ilerlerken bir çığlık duydu. İçindeki avcı onu çığlığa doğru sürüklemeye başladı. Yıkılmak üzere olan bir binaya ulaştı. Vampir duyuları her zaman iyi çalışır, en küçük ayrıntıları algılamasını sağlardı.

Binanın içinde iki ayyaş vardı. Onlarında kendi avlarında olduğunu anlayan Eric öfkelendi. Çünkü yanlarında bir kadın vardı. Çığlıkları gecenin sessizliğini bölüyordu. Adamlardan iri olan, kızın üzerine çıkmıştı. Kendini karşı konulmaz ve güçlü hissederek kızın elbiselerini parçalıyordu. Diğer zayıf olan adam ise kızın kollarını tutarak arkadaşına yardım ediyordu.

Eric içinde ki öfkeye izin verdi. Öfkesi onu, kırmızı bir sis gibi kapladı. Vahşi bir yaratığa dönüşmüştü. Binanın için girip, iri adamı genç kadının üzerinden aldı. O kadar hızlı hareket etmişti ki adam ne olduğunu anlamamıştı. Kızı tutan diğer adama ise bakması yeterli olmuştu. Adam arkaya doğru ilerlemiş, duvarın dibinde kendine gelmeye çalışan arkadaşına ulaşmıştı.

Eric bir vampir olabilirdi ama yine de bir kadına tecavüz edilmesine izin veremezdi. Adamlar korkudan donmuş gözlerle ona bakıyordu. Eric'in boğazından çıkan vahşi hırlıtılar onun insan olmadığını kanıtlamıştı. Tabi sivri dişleride bunu destekledi. Yerde yatan kızın üzerinde ki kıyafetler yırtılmış, sadece iç çamaşırları kalmıştı. Yediği tokatlar yüzünden dudakları patlamış, boynuna doğru kan akıyordu.

Kanın kokusu Eric'in açlığını kızıştırmıştı. İçindeki avcı kıza saldırmasını ve açlığını bastırmasını fısıldadı. Eric kızın kollarından tutup ayağa kaldırdı. Zavallı kızın korkudan titrediğini fark etti.

"Lütfen bana zarar verme. Yardım et" Kızın zayıf ve titrek sesi Eric'in içindeki avcıya karşı koymasına yetmişti. Kızı arkasına alarak kapıya doğru ilerletti.

"Çık burdan!" Sesinde ki vahşi tını kızın harekete geçmesine yetti. Hızla odadan çıkarken, Eric iki adam doğru ilerlemeye başlamıştı. Adamlardan iri olanın boğazına dişlerini geçirdi. Diğerinin odadan çıkmasına izin vermemek için onu da duvara yapıştırmış, eliyle boğazını sıkıyordu. İri olan adamın çığlıkları sustuğunda, onu bıraktı. Artık içi boş bir kavuk gibi olmuştu. Kanın verdiği gücü damarlarında hissetti. Diğer adam gözlerini kırpmadan ona bakıyordu.


"Kadınlara kötü davranmamalısınız. O kız, sizden zayıf ve güçsüz olduğu için onu dövüp, kullanmaya kalktınız. Çok ayıp." Eric'in vahşi sesinden eğlendiği belli oluyordu. Bir hamlede adamın boğazına yapıştı. Kollarının arasında titremesi ona zevk vermişti. Dişlerini tenine geçirdiğinde, içindeki açlık son bulmaya başladı. Bir süre sonra onuda bıraktı. Yeterince içmişti. İki adam da yerde ölü olarak yatıyordu. Çevresinedeki kartonları ve kızın elbisesinin parçalarını adamların üzerine kapattı. İçki şişelerinde kalmış olan viskiyi üzerlerine boşaltı. Cebinden çıkardığı çakmakla, onları ateşe verdi. Her zaman arkasını toplamayı bilirdi.

Ateşler yükselirken, arkasını dönüp bina çıkışına geldi. Genç kadının orada olduğunu fark ettiğinde bir an dona kaldı.

"Sana kaçmanı söylemiştim. Yaptıklarımı gördünmü ?" Eric kıza doğru yaklaştı. Omuzlarından tuttup, kızın gözlerine baktı. Yüzleri birbirine yakındı. Kız cevap veremeyecek kadar şoktaydı. Sadece kafasını evet anlamında sallamayı başarmıştı. İçerinden gelen dumanlar, ortamı kaplamaya başladığın da Eric kızı kucağına alıp, oradan uzaklaşmaya başladı. İstediğinde çok hızlı ilerliyebiliyordu. İnsan gözleri onu göremeyecek kadar yetersizdi. Kız Eric'in gözlerine bakıyordu.

"Uçuyormuyuz?"diye sordu. Sesinde korkudan çok merak vardı. Bu Eric'i durdurmaya yetti. Deniz kenarına ulaşmıştı. Kızı banklardan birine bıraktı. Çevrede insan yoktu. Eric kızın üzerine eğildi. Gözlerini kaçırmasına izin vermiyordu.

"Benden korkmuyormusun. O adamları nasıl öldürdüğümü gördün. Seni de öldürebileceğimi düşünmüyormusun.?" Kız gözlerini kırpıştırdı.

"Beni istesen öldürebilirsin, bunu anladım. Ama beni kurtardın. Senden korkmam için bir neden yok." Kızın kendinden emin sözleri Eric'i şaşırtmıştı.

O anda kıza gerçekten baktı. Gözleri deniz mavisi gibiydi. Saçları gece gibi siyah ve uzun ipek bir şal gibi omuzlarına dökülmüştü. Üzerindeki siyah iç çamaşırlarıyla oldukça seksi ve güzel görünüyordu. Tüm bunlar bir çok insan da olan özelliklerdi. Ancak Eric'i etkileyen, kızın gözlerindeki derinlikti. Ona baktıkça kendini okyanusun en derin yerinde hissetiriyordu.

Kız titreyerek nefesini verdi. Sıcak nefesi Eric'in yüzüne çarptığında içinde bir şeyler harekete geçmişti. Her zaman ki Avcı iç güdüleri değildi. Çok daha derinlere gömülmüş olan, insani bir duyguydu. Kızı istiyordu. Onunla olmak ve onu sevmek istiyordu. Hayatının dönüm noktası bunu fark etmesiydi. İçinde kalmadığını düşündüğü insanlık, aşkla dolmuştu. Mucize olan ise kızın da onu sevecek olmasıydı.

Bir ses Eric'i şimdiki zamana geri getirmişti. Ormanda ve yalnız olduğunu anımsadı. 3 ay önce olanlardan sıyırılıp gerçeğe odaklandı.

Duyduğu ses yakınlarda bulunan denizden geliyordu. Geçmişini anımsarken ormanın çıkışına yaklaştığını fark etmemişti.

Korku tekrar onu ele geçirdi. Ürpertisi arttı. Son zamanlarda olduğu gibi yine endişelenmişti. Tüm bu korku ve endişeler onu insan gibi hissetmesine yol açıyordu. Korkularının kaynağı deniz gözlü bir kızdı. Gündüzleri ondan ayrı kalmak çok zordu. Güneş onu yakıp küle çevirecek tek şeydi. Bu engel yüzünden korkular oluşuyordu.

Sevdiğinin başına bir şey gelmiş olmasından, onu koruyamamış olmaktan korkuyordu. Valeria olmadan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu hatırlamıyordu. Eskisi kadar hızlı olmasa da bir insandan hızlıydı. Ormanın sonuna yaklaştığın da onun kokusunu aldı. Vampir duyuları zayıflamıştı, çünkü insanlardan beslenmiyordu. Hayatta kalmak için hayvan kanı içiyordu. Valeria herşeyi değiştirmişti.

Ormandan çıktığın da kumsala ulaştı. Isısız olan bu kumsal Eric'in barınağıydı. Kendine bir kulube yapmıştı. İnsanlar genelde bu alanı bulamazdı. Kumsalın başında ki motorsikleti gördü. Rahat bir nefes aldı. Tüm endişesi bir anda geçmişti. Çünkü Valeria gelmiş ve içeride onu bekliyordu.

Eric hızla kulübeye girdi. Karşısın da dünyanın en güzel varlığını gördü. Dünyada hiç bir şey Valeria'dan güzel olamaz diye düşünüyordu. Gülümseyen kıza yaklaşıp, onu kollarına aldı. Dudaklarından tutkuyla öpmeye başladı.

Bu doyumsuz bir açlıktı. Kan arzusundan bile güçlü geliyordu ona. En sonun da nefes alması için dudaklarından biraz uzaklaştı. Kollarının arasındaki Valeria, soluk soluğa kalmıştı.

"Aşkım bende seni merak etmeye başlamıştım. Bu gece 10 dk. geç kaldın" Valeria'nın sözleri Eric'in mutluluğunu arttırmıştı. Kendisi bir canavardı ve bir insan onu merak ediyordu. Onu seviyordu. Her gece bu mucizeyi hak edecek ne yaptığını düşünmeden edemedi.

"Valeria benim için meraklanmana gerek yok. Kendimi savunabilecek durumdayım. Asıl ben korkuyordum. Senden uzak kaldığım her saniye, korku doluyorum. Sana bir şey olursa..." Eric sözlerini tamamlayamamıştı. Kelimeler bile içini korku kaplamasına neden olmuştu. Valeria elini kaldırıp, onun yanağına koydu. Gözlerinde aşk dolu bir bakış vardı.

"Ah benim cesur kurtarıcım, bunları düşünme. Sadece bizi düşün. Önümüzdeki bu siyah geceyi ve seni ne kadar sevdiğimi düşün"diyen Valeria dudaklarını, vampirinin dudaklarına dayadı. İçlerinde ki sevgi ve aşk her şeyin önüne geçti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Agnessa Collins
Moroi Prensesi
Moroi Prensesi
Agnessa Collins


Gardiyanı|Moroisi : Julian.
Özel Yetenek : İkna yeteneği.
Rp Yaşı : 20.
Mesaj Sayısı : 77
Kayıt tarihi : 08/09/09

Rol Puanı
Ro Gücü:
Siyah Gece Left_bar_bleue100/100Siyah Gece Empty_bar_bleue  (100/100)

Siyah Gece Empty
MesajKonu: Geri: Siyah Gece   Siyah Gece I_icon_minitimeÇarş. Haz. 09, 2010 5:33 pm

Puanınız 80'dir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Siyah Gece
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Gece Karanlığı
» Gece Evi Serisi Severler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampir Akademisi RPG :: Başlangıç :: RPG Alanı :: Güç Belirleme-
Buraya geçin: