Parıltısızlığın ortasındaki yıldızın parlaması
gibi karanlığın ortasında parlıyordu gözleri,içinde bulunduğu durumu
atlatmaya çalışıyordu. İçinde bulunduğu durumun çıkmazlığı onu sona
sürüklüyordu. Gözlerindeki umutsuzluğun var oluşun şartına bağlı olduğu
anlaşılıyordu yani “Ölüm”e karşıydı. Arkasından bırakacağı çocuğu ve
karısı vardı,onlara bir şey olmasından korkuyordu. Kendisine bir şey
olması onu tedirgin etmezdi peki ya o ölünce onları kim koruyacaktı.
Gözlerindeki ışıltı yavaşça sönerek karaltıya dönmeye başladı,içinde
bulunduğu durumu çözmeye çalışırken kendini umutsuzluğa itmek ona göre
bir şey değildi ama yapacağı bir şey yoktu. Yatağın başında oturmuş
sevgilisi,büyük aşkının yanında son vakitlerini geçiriyordu. Önünde
duran viskiye uzanıp yavaşça kıvrımlı yerlerinden tuttu ve kurumuş
dudağını bununla ıslattı,boğazından geçmiyordu sanki son içkisiydi ama
asla ruhu onların yanında olacaktı,bundan emin olabilirlerdi. Onları
ölümün eline bırakıp gidemezdi,yavaşça yatağın kenarından
kalktı,ayaklarını sürüyerek yavaşça yürümeye başladı ve gözlerindeki
ışıltısızlığın karaltılı ortamdan çıkmasını istiyordu,kendisini
rahatlatmak son zamanlarını onlarla yaşayıp mutlu olmak,onları mutlu
edemese bile onların gülüşünü görmek istiyordu. Ölümün fısıltısı
kulağındaydı,gözlerinde hep o anın tekrarı,slow montion gibi gözünün
önünden geçip gidiyordu,yavaşça kapıyı araladı ve dışarı çıktı,loş
koridordaki koku onun burnunu rahatsız etmişti,yavaşça oğlunun odasına
gitti.Kapısını araladı Ve yatağının üstüne uzandığını gördü.Gözleri onu
bütün sevimlilik hatlarıyla hatırlayacaktı yüzündeki mutluluk
resmini,onun uyanmaması sağlamalıydı,bunun için çabalıyordu.Gözleri
onun üstündeydi ve elini yavaşça onun üzerinde gezdirdi.bundan rahatsız
olmuş gibiydi. Gözleri onun saçlarına takıldı,kısa ama dağınık
şaçlar,gözlerindeki okunaklık Ve mutlu tavır,gülümseyişi aklından
çıkmıyordu,Yanından yavaşça kalktı,kendine fazla eziyet etmek
istemiyordu,bu yüzden fazladan onların yanında kalıp görüntülerini daha
fazla görüp,daha fazla üzülmek istemiyordu.Gözlerindeki
ışıltısızlık,birazcık daha büyüyerek karanlığa döndü. Yavaşça ayağa
kalkıp kapıya doğru yürüdü,gideceği yeri iyi biliyordu,yazgısına karşı
gelmemeliydi.Ölecekse arkadaşları,ailesi,tarafı için ölürdü ve bunu her
zaman yapmaya hazırdı. Gözlerini yumarak asanını oynattı ve ‘Pop’
ortadan bir anda yok oldu. Gözlerini açtığında bir barın girişinde
olduğunu gördü ve içeri girmek için kapıyı yavaşça ileri doğru
sürükledi,evet doğru yerdeydi kendisini gördüğü yerde,ölümünün
fermanının yazıldığı ilk yerde,buradan çıktıktan sonra ölecekti ve
bundan asla memnun değildi. Oğlunu bu genç yaşta babasız bırakmak ona
biraz saçmaca geliyordu ama yazgı buydu,karşı çıkan daha kötü
yapıyordu,gözleri boş bir yer aradı,göz bebeklerindeki ışık onun en
azından ailesi için öldüğünü hatırladığında ışıldamıştı. Gözleri boş
bir yer bulmuştu kenarlarda bir yerdi ve pek fazla uğrak bir yer
değildi,oraya doğru yavaşça yürüdü ve oturdu.Gözlerini kapadı ve içinde
bulunduğu karanlığı düşünmeye başladı, gözlerini aydınlık bir barın bir
köşesinde açtı,gözlerini etrafta gezdirmeye başladı,içerisinde
bulunduğu durumu çözemiyordu,biraz sonra bu kapıdan çıkacak ve ölüm
yiyenlerin saldırısına kurban gidecekti,kaderin gidişini değiştirmek
imkansızdı belkide bunu yaptığında oğlu,eşi ölecekti. Ellerini kupa
haline getirdi ve başını yasladı,gözlerini yumarak duygularının
arasında gezintiye çıktı. Karanlık bir sokak ayyaş!Evet ileride
görebiliyordu elinde asasıyla ona bakıyordu üstünde eskimiş birkaç
giysi yüzündeki takıntısız,pürüzsüz ifade. Gözlerindeki karanlık ve
çöküş,bir ışık ileriden süzülerek geliyor,adama doğru Jonsan yavaşça
adama doğru koşuyor ve büyünün önüne kendini atıyor,gözlerini hışımla
açarak bağırdı"Hayırrr!!" herkesin
gözlerinin onun üstünde olduğunu gördü ve korku dolu ifadeyle içerisini
süzdü,yüzündeki gergin çizgilerle yavaşça kaderine teslim olmak için
ilk adımı attı,sevimsiz ama gururlu bir ölümdü.Gözlerini yavaşça
devirdi kapıyı aralayarak dışarı ayaklarını sürüyerek çıktı. Gözlerini
cübbeli adamlara çevirdi onlara döndü seslerinde haykırışı duydu,yeşil
ışık,ona doğru süzülüyordu,gözlerindeki kıpırtısız görüntü onlara
bakıyordu,ölümlüydü ama en azında kaderini değiştirmemiş asilce
ölmüştü,yeşil ışığın onu teptirdiğini anladı,ondan artık sadece geriye
bir et,yağ ve kas yığını kalmıştı...