Vampir Akademisi RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Vampirlerin Yetiştirildiği, Harika ve Büyüleyici Bir Okul
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Rosemarie Elric

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
rosemarieelric




Rp Yaşı : 17
Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 16/12/09
Yaş : 31

Rol Puanı
Ro Gücü:
Rosemarie Elric Left_bar_bleue0/0Rosemarie Elric Empty_bar_bleue  (0/0)

Rosemarie Elric Empty
MesajKonu: Rosemarie Elric   Rosemarie Elric I_icon_minitimeÇarş. Ara. 16, 2009 10:50 pm

Alarmım çaldı, güneş ilk ışıklarıyla belirmeye başlamıştı. Banyoya yöneldim her akşam duş alırdım o nedenle duş almadan çıktım. Aynanın önüne geçip giyicek bir şeyler düşünmeye başladım. Giyim tarzım çok sadeydi ve genellikle koyu renkleri tercih ederdim. Kasım ayının başlarındaydık hava soğuktu, mor kadife eteğim, siyah kazağım ve siyah hafif topuklu deri çizmelerim güzel bir takım oluşturmuştu. Bunu düşünürken bu gün öğleden sonra alışveriş için şehre gideceğimizi hatırladım. Eteğim açılmasın diye arkadaşlarıma yetişememek,buna deymezdi. Bu yüzden siyah bir kot, gri hafif dekolteli ince bir kazak,gri süet çizmelerim ve siyah deri ceketimi giydim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım siyah lüleler omuzumdan dökülüyordu, tekrar aynaya bakınca biblo bebeğe benzediğimi fark ettim; siyah lülele saçlarım gür ama derli topluydu, koyu kahve gözlerim o kadar koyuydular ki çoğu kişi siyah zannediyordu, kirpiklerim rimel sürülmüş gibi duruyor kırmızı dudaklarım bu görüntüyü tamamlıyordu. Ama bunlarla hiç uyuşmayan soluk beyaz bir tene sahiptim. Makyaj yapmayı pek sevmezdim gözlerimi gölgeliycek koyu gri farım ve parlatıcım yetmişti.
Çantamı alıp odamdan çıktım. Okulun kızlar yatakhane bölümü hareketlenmeye başlamıştı, çoğu kişi odasından çıkıyordu. Benim oda arkadaşım yoktu, açıkçası böyle daha rahat ediyordum. Kahvaltı için yemekhaneye gittiğimde arkadaşlarımın çoğu masamızda toplanmıştı. Elimle selam verip kahvaltımı almaya gittim. Sabahları çok birşey yemezdim kahve ve club sandiviç aldım. Masada herkes koyu bir sohbete dalmıştı, ilgilenmedim herkese günaydın dedim ve sandiviçimi yemeye başladım. İkinci ısırığı alamadan Jace;

Eee Rose doğum günün için ne yapıyoruz? dedi.

Harika doğum günümün yaklaştığını unutmuştum.Doğum günüm 26 Kasımdaydı, bugün 7 Kasım'dı 19 gün sonra doğum günümdü.Doğum günlerimi kutlamayı sevmezdim o nedenle dönüp;

Birşey yapmayı pilanlamıyorum Jace. dedim

Sesim biraz soğuk çıkmıştı. Bu iyiydi, onun hevesini kırmayı pilanlıyordum.

Ne demek birşey yapmayı pilanlamıyorum?
Pilanlamıyorum işte.
Ama bu senin doğum günün.Üstelik hediyeni aldım bile.

Ah harika, birde hediyeyle uraşmam gerekicekti.

Hediyeyi istemiyorum.

Mavi gözleri çağresizce bana bakıyordu.Jace 1,80 boyunda, kahverengi saçlı, mavi gözlü,kaslı biriydi.Gerçi gardiyan eğtimi aldığı için bu normaldi. Bende gardiyanlık eğtimindeydim aramızdaki tek fark onun insan benim dahmpir oluşumdu. Aramızda iyi bir dostluk vardı. Ama Jace benden hoşlanıyordu, onunla flört etmekten hoşlanıyordum ama onla çıkmayı hiç düşünmemiştim.Tam ağzını açıp birşey söylemeye hazırlanırken Lissa geldi;

Selam, bir sorunmu var?dedi.

Lissa benim en yakın arkadaşım ve bir morio prensesi. Lissa benim doğum günlerimi kutlamayı sevmediğimi biliyordu ama yinede her sene şansını denerdi. Daha fazla konuşmak istemiyordum bende;

Birşey yok liss.Gel buraya otur. dedim
Ama Rose..
Önemli değil gerçekten bende kalkıyordum.

Masadan kalkıp tepsimi bıraktım ve sınıflara doğru yöneldim.İleri matematik dersi alıyordum ilk dersim oydu.Not ortalamam 4.00 olduğu için bu derse girebilmiştim zordu ama iyi yapıyordum.Arkadaşlarım nasıl böyle notlar alabildiğime şaşırıyordu.Derslere giriyordum, ödevlerimi yapıyordum ama derslere girdiğimde genelde öğretmeni dinlemiyordum sınavlarda dinlemediğim için öğrenmediğim şeyler oluyordu, hepsini mantıkla yapıyordum.Üstelik öğretmenlerle aram iyi değildi çabuk sinirleniyor ve ters cevap veriyordum.
Sınıfa girdim derslerin başlamasına 20 dakika vardı, kitaplarımı bırakıp çıktım. Yolda gördüğüm arkadaşlarımla selamlaşıp ön bahçeye çıktım.Biraz yürüdüm ve havuzun yanındaki banka oturdum.Jace'e öyle davrandığım için kendimi kötü hissediyordum ondan özür dilemeyi ve sorunun o olmadığını anlatmayı düşündüm bu sırada arkamdan bir ses geldi;

Hey Rose!

Arkamı döndüm bu Mimi'ydi koşarak bana doğru geliyordu.

Merhaba Mimi.
Selam.
Bir sorun mu var? Neden böyle acelecisin?
Müdür Clark seni çağrıyor.
Müdür mü?Neden ki?

Müdür öğrencilere kural dışı birşey yapmadıkları sürece karışmazdı.O kadar kötü ne yapmıştım?

Kavgalar..

Doğru ya, şu ana kadar çok kavga çıkarmış çok kişiyi yumruklamıştım.

Pekala nerede şimdi?
Odasına çıktı.Seninde oraya gitmen gerekiyor.
Tamam.Görüşürüz.

Dersin başlamasına 5 dk kalmıştı ilk derse giremiycektim. Sınıf doğu kanadında, müdürün odasıysa batı kanadındaydı kitaplarımı almaya gidersem müdürü bekletirdim.Mimi'yle ilk dersimiz aynıydı sanırım ondan istiyebilirdim;

Mimi benim için birşey yaparmısın?
Elbette, nedir?
Kitaplarım matematik sınıfında kaldı dersten sonra onları bana getirirmisin?
Tabii.
Saol.Borcum olsun.

Bu benim paranoyamdı herkese bana yaptığı şeyin karşılığını vermek isterdim.

Peki rose.

Selam verip ayrıldım. Batı kanadının merdivenlerinden çıkıyordum müdürün odası en üst kattaydı, çok yorulmuştum.Bu okula acilen bir asansör lazım müdüre acıyordum.
Odasına girdiğimde o klasik görüntüyle karşılaştım; hafif beyazlamış siyah saçlar, şuçlayan bakışlar, sırıtan dudaklar ve 2,000 dolar değerindeki takım elbise. Üstüneüstlük hergün farklı bir takım giyiyordu, bu kadar parayı nerden bulduğunu meral ediyordum.En masum gülümsememi takındım ve;

Merhaba Bay Clark. Cici kız.
Merhaba Bayan Elric. Resmiyet.
Beni çağarmışsınız?
Evet evet hadi otur. Eliyle parlayan kocaman deri koltuğu gösterdi. Vaay.

Oturdum.

Bayan Elric, son zamanlarda bir hanımefendiye yakışmayan davranışlarınız olduğu doğrumu?
Evet.
Yani şuçunuzu kabul ediyorsunuz. Bunu soru olarak söylememişti.
Bu bir suçmu, yakında gardiyan olacağım kavga etmem gayet normal.
Bayan Elric, kavgayı düşmanlarınızla ediceksiniz sınıf arkadaşlarınızla değil. Hem arkadaşlarınız onlara nedensiz yere vurduğunuzu söylüyorlar?

İşte bu bir soruydu. Onlar arkadaşım değillerdi, onlar beni ve arkadaşlarımı sinir eden kişilerdi.

Çok gereksiz bir söz dalaşındaydılar kendimi tutamadım.
Onları dövmek sizi suçlu yapıyor onları değil ama.
Ne yani bunu yanlarınamı bıraksaydım, hem onların yaptığıda suç değilmi?

Sinirlenmeye başlamıştım eğer onları savunmaya devam ederse onu bir güzel yumruklayabilirdim.

Onları dövdüğünüz için değil. Gelip bana söylemeliydiniz Bayan Elric.
Bu onları durdurmazdı.
Bu durdurdumu? Sizi suçlu yaptılar ve şimdi ceza çekende sizsiniz. Haklıydı.
Peki Bay Clark, bir daha olmıycak.
Tamam, bende onlarla konuşucam...

Tabii sanki bu onları durdururda tam tersi Rose müdürün arkasına saklanıyor, o korkayın teki..

...bu arada sende 2 hafta cezalısın.
NE! Bir dakika, ben..
Üzgünüm Bayan Elric ama kural kuraldır. Ama kurallar yıkılmak içindir.
Şimdi gitseniz iyi olur 2. dersinize yetişin.

Sert adımlarla müdürün odasından çıktım. Harika bugün alışverişe gidemiycektim.Doğu kanadına yürüdüm, kapıdan girdiğimde zil çaldı ve sınıflar boşalmaya başladı.Ben matematik sınıfına yöneldim Mimi sınıftan çıkıyordu beni gördü;

Selam, müdür ne dedi? Ah işte kita...
Saol.

Elinden kitapları kapıp koridordaki dolabıma yöneldim, peşimden geliyordu. Dolabımı açtım kitapları bırakıp tarih dersi için gerekli olan kitapları aldım ve dolabın kapağı çarparak kapattım. Mimi sabırla beni bekliyordu sakinleşmeye başlamıştım o nedenle ona dönüp;

Bana 2 hafta ceza verdi. Bak detayları sonra anlatırım şimdi gitmeliyim.
Pekala sonra görüşürüz.
Bay bay.

Tarih sıınıfına girdim Jace'de bu derse giriyordu. Sınıfa girince onu gördüm kitap okuyordu hemen yanındaki sıraya oturdum, beni fark etti hemen;

Aaa, Rose...
Bak birşey söyleme sabahki olay tamamen benim suçumdu seninle bir ilgisi yok ben doğum günlerimi kutalmayı hiç sevmedim aslında ama sen istiyorsan kutlayacağım ben...

ROSE!

Sesi yüksek çıkmıştı mahçup bir şekilde ona baktım. Gülüyordu.

Bak önemli değil. Gerçi...
Ne?
Seni kolay kolay affetmeyebilirim. Sen istiyorsan kutlayacağım kısmına dönelim.
Peki laf ağızdan bir kere çıkar.
Harika bu gün alışverişe çıktığımız zaman süsleri alırız olurmu?
Hayır.
Ne yani süs istemiyormusun?
Hayır.
Ama sen süsleri seversin.
Hayır Jace müdür bana ceza verdi alışverişe gelemiyorum.
Bu kötü oldu. Neden ceza verdi?
Kavga.
Hmm. Senin gibi uslu bir kız kavga edermi hiç. Yüzünde en çapkın gülümsemesi vardı.
Çok komik.
Ben senin için süsleri alırım.

Cevap veremeden Bayan Lee derse girdi. Tarih dersini seviyordum. Ders çıkışı Jace'le pek konuşmadık ve kendi sınıflarımıza gittik. Öğlen yemeği için masaya bakmadan yemek sırasına girdim. Salata şinitzel ve diyet kola alıp masaya yöneldim Lissa masadaydı yanına oturdum;

Selam Lissa.
Selam. Cezalı olduğunu duydum.

Suratımı asıp Jace'e baktım masum masum gülümsüyordu. Eric bir kahkaha patlattı durmayı başarınca;

Rose, ceza almak, hiç görülmemiş şey.
Dalga geçme.
Hahhahha.

Son 3 ders olaysız geçti. Odamda oturmuş kitap okuyordum. Lacivert eşohman takımımı, siyah kazağımı ve siyah üzerine lacivert çizgili nikelarımı giymiş saçımı toplamıştım. Kitabın en heyecanlı yerinde kapı çaldı;

Gel. Sesim sıkıntılıydı kitabım bölünmüştü.

Lissa beyaz kazağı, siyah taytı ve beyaz pofuduk çizmeleri içinde çok hoş gözüküyordu. Siyah kanepeme oturdu;

Gelemiycek olman beni üzüyor.
Sorun değil gerçekten.
Seninle kalabilirim.
Bunu isteseydim iyi bir arkadaş olmazdım.
Sıkılmıycak mısın?
Kitabım bana yeter hem bir sürü ödevim var.
Peki, benden istediğin birşey varmı?
İyi eğlen.
Sensiz eğlence olmaz.

Güldüm. Haklı sayılırdı, ben bütün partilere çağrılırdım. Flört etmedeki uzmanlığım, sert kız havalarım ve hem güzel hem akıllı olmam erkekleri çekiyordu. Lissa bana sarıldı;

Görüşürüz Rose.
Görüşürüz.

Gitmek için arkasını döndü ama sonra durdu ve;

Partine neden annenide davet etmiyorsun?
Annemi mi?
Evet, bu kaynaşmanız için iyi bir yol. Ben cevap bile veremeden gitti.

Annem bir morioydu ve gardiyandı, ünlü bir gardiyandı. Beni o büyütmemişti okulda büyümüştüm bana anneden çok öğretmen gibi davranırdı. Babam bir insandı onun hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Siyah ve kocaman olan yatağımın üstündeki gri yorgana yatıp siyah yastıklara sarıldım ve kitap okumaya devam ettim. Annem aklımdan hiç çıkmıyordu. Ödevlerimi bitirmeye karar verdim ödevlerim biter bitmez Lissa beni aradı;

Alo?
Rose?
Selam Liss. Alışverişten döndünüz ha?
Evet aldığım şeyleri sana göstermek için sabırsızlanıyorum.

Şuanda Lissa'yla konuşmak bile istemiyordum. Yalan söylemeye karar verdim;

Şeyy, ben biraz yorgunum uyumayı pilanlıyorum, yarın konuşsak?

Bu çokta yalan sayılmazdı aslında.

Tabii, iyisin değil mi?
Elbette. İşte bu yalandı.
Tamam konuşmak istersen ara.
Olur bay bay.
İyi uykular.
Umarım.

Telefonu kapatınca saate baktım haberler başlamıştı koltuğumun karşısında büyük bir plazmam vardı. Haberleri izlemeye başladım, bir anne ve kızının dramını anlatmaya başlayınca artık dayanamadım.
Telefonu elime aldım cesur olmalıydım. En kötü gelemem derdi, küfretçek hali yoktuya. Numarayı çevirdim gülümsüyordum ve heycanlıydım bir ses geldi annemi sesi tam konuşmaya hazırlanırken bunun telesekreter olduğunu fark ettim;

Elena Elric'i aradınız şuan meşgul olduğum için size cevap veremiyorum lütfen mesaj bırakınız.

Dilim tutulmuştu, benim telefonlarıma cevap vermiyordu. Benim, öz kızının. O önemsemiyorsa bende önemsemiycektim. Bu sırada sinyal sesi duyuldu bende mesajı bıraktım;

Aaa, anne benim Rose. Biliyorsun doğum günüm yaklaşıyor ve eeee arkadaşlarım kutlama için çok ısrar ettiler. Yani ben umuyordumki, belki sende gelebilirsin. Şey, beni ara.

Ve telefonu kapattım. Harikasın Rose cidden yani kekeleme yarışmasında birinci olursun. Kendime çok kızgındım annemin beni korkak ve güçsüz biri olarak görmesini asla istemezdim. Telefonu bıraktım ve duşa girdim. Duştan çıkınca siyah geceliğimi üstüme geçirip saçlarımı kuruttum. Aslında hava gecelik için pek uygun değildi ama yorganın altı sıcaktı kalın giyinince terliyordum. Işıkları kapatıp hemen yattım.
Zor bir gündü, hergün zordu. Ama hedefime ulaşmak için buna mecburdum. Olabildiğince çok Strogori öldürmek istiyordum. Daha önce Strogori görmüştüm bize anlattıklarından çok daha korkunçlar. Ama normal dünyadada kısa bir süre kalmıştım her taraftan Strogori çıkmıyordu. Uğruna savaştığım şeyler vardı ve birgün mükkemmel bir gardiyan olucaktım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Rosemarie Elric
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Vampir Akademisi RPG :: Rpg Alanı-
Buraya geçin: