Enzo Romano
Rp Yaşı : 28 Mesaj Sayısı : 6 Kayıt tarihi : 27/09/09
Rol Puanı Ro Gücü: (98/100)
| Konu: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh Salı Eyl. 29, 2009 5:05 pm | |
| ...Saat: 20:13 ...Yer: Brooklyn, New York, ABD
Enzo, Brooklyn'in arka mahallerinin birinde, izbe bir otel odasında kirli çarşaflar arasında yatağa uzanmış tavanı seyrediyordu. New York'a ineli aşağı yukarı iki saat olmuş ve havalanından kiralamış olduğu bir araçla bu motele gelip yerleşmişti. Vize işlemlerinde başka biri adına düzenlenmiş pasaportunu kullandığı gibi, "Rent A Car"'dan araç kiralarken de kendisine ulaştırılan yine farklı isimli kredi kartını kullanmıştı. Arabasını motelden on dakikalık yürüyüş mesafesi uzaklığındaki bir otoparka bırakmıştı. Kendince "Standart Prosedür" diye adlandırdığı planın başlangıç aşaması şu vakte kadar pürüzsüz gidiyordu. Ancak yine de iki saattir beynini kemiren o düşünceleri aklından bir türlü savuşturmayı becerememişti. O da çalışacağı ekip arkadaşları ile ilgili kafasında dönüp dolaşan soru işaretleri idi.
Yaklaşık bir saat sonra Central Park'ta buluşacağı kişi ya da kişileri hayalinde canlandırmaya çalışıyordu. Nereden geliyorlardı? Kaç yaşındalardı? Kaç yıldır "Kardeşlik" adına görev yapıyorlardı? Herşeyden önemlisi Enzo ile uyum içersinde çalışabilecekler miydi? Enzo, bugüne kadar onlarca hatta yüzlerce avcı ile birlikte çalışmıştı, ancak yine de ortaklığı bir türlü benimseyememişti. Belki de bu içine kapanık, konuşmayı sevmeyen, kontrolün her daim kendisinde olmasını isteyen özelliklere sahip olmasından kaynaklanıyordu. Kimi zaman, diğer avcılarla birlikte av peşinde koştuklarında bu yapısı ona sorun arz etse de, yine de bunu karşı tarafa yansıtmaktan kaçınıyordu. Sonuçta önemli olan verilen emrin hakkedilen şekilde yerine getirilmesi ve görevin başarıyla tamamlanmasıydı. Amacını aşan bir işe dahil olmak Enzo'nun en son isteyeceği şeylerden birisiydi. Bu sebeple sadece işini yapar gerisine karışmazdı.
Silahlarını da Roma'da bırakmıştı. Kimbilir ona av için kullanacağı ne tür bir silah temin edecekti bu bilinmeyen kişiler. "Geçen seferki avda olduğu gibi tutukluk yapan bir silah olmaz umarım" diye içinden geçirdi. Mısır'daki operasyon sırasında tutukluk yapan silahı yüzünden ölümle burun buruna gelmiş, şükürler olsun ki, avcı kardeşlerinden biri son anda hayatını kurtarmıştı. Hoş bundan da pek hoşlandığı söylenemezdi açıkçası. Hayatta asla birine borçlu kalmak istemiyordu, hele ki bu bir can borcuysa asla.
Yataktan doğruldu ve cama doğru yavaşça yürüdü. Camın sağ kenarına geçerek, sol eliyle perdeyi hafifçe araladı. Camdan dışarıya doğru bakındı. Kaale alınacak pek bir şey yoktu, sadece birkaç sarhoş serseri etrafa okkalı küfürler savurarak evlerinin yolunu bulmaya çalışıyordu. Perdeyi kapattı ve yatağın ayak tarafına diz çökerek ellerin birbirine kenetledi. Göz kapaklarını kapattı ve hafifçe kafasını öne doğru eğdi. Tanrının lanetlenmiş tüm ruhları adına dua etmeye başladı:
"Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına..."
En son Enzo Romano tarafından Cuma Ekim 02, 2009 9:23 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi (Sebep : İmla) | |
|
Julian Elessar Stormrage
Rp Yaşı : 28 Mesaj Sayısı : 19 Kayıt tarihi : 24/09/09
Rol Puanı Ro Gücü: (95/100)
| Konu: Geri: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh Salı Eyl. 29, 2009 10:28 pm | |
| Bütün gecesini sokakta geçirdiği yetmezmiş gibi sabahın köründe çağırılmıştı kiliseye... Pek dindar bir kişi olmasada belli başlı inançları vardır. Kilisenin kapısının önünde kendini karşılayan pedere yaklaştı ve elini uzattı. Bir şeyler bekliyordu ki verilecek bir görev olmasa kiliseye çağırılmazdı Julian... Peder arkasında sakladığı kağıdı yavaşça çıkartıp Julian' ın cebine soktu. Julian kafasını onaylarcasına sallayıp pederin elinde ki yüzüğü öptü. " Kardeşlik " Vampirlere karşı savaşan bu örgütün bir üyesiydi Julian. Etrafına bakındı dikkatli olmalıydı. Kilisenin kapısını aralayıp içeri giren Pederin arkasından baktı. Daha sonra arkasını dönüp arabasına doğru ilerledi. Arabaya biner binmez merakına yenik düşüp zarfı açmıştı. Bunun için gözden ırak bir yere gitmesi gerekiyor olsada merakına yenik düşüyordu her seferinde... Zarfın içindekileri okuduktan sonra sessiz bir şekilde küfürler yağdırmaya başladı. Ortaklı çalışmak mı? Julian' a göre bir şey değildi bu. Julian bencil ve her vampiri ben öldüreyim havalarında olduğu için ortaklarıyla çok takışırdı. Bu sefer ki normal olmalı ve hemencecik bitmeliydi. Aile geleneği olmasa Kardeşliğe girmezdi bile... Görevlerde kullandığı silahların bir çoğunu kendi temin ediyordu zaten. " Umarım... Umarım ortağım veya ortaklarım iyi olur. " diye geçiriyordu içinden... Bu sefer ki görev yerinin Amerika da olması Julian' ı rahatlatmıştı çünkü pek seyahati seven bir karaktere sahip değildi. Belindeki silahın bir tanesini araba kullanırken bacağının arasına alıyordu; ani bir şey olmasına karşın. Öylede yapmış bir silahını belinde asılı olarak bırakmış diğer silahını bacağının arasına koymuştu. Zaman gelmiş ve görev yerine gidip ortağıyla tanışması gerekmekteydi. İsteksizce çıktığı yolu hız kesmeden sürdürmüştü. Bu görev biraz geç verilmişti Julian' a... Normalde bir veya iki gün öncesinden veriliyor ve gerekilen konsantrenin toplanmasını amaçlıyordu ama bu siniriyle pek konsantre olamıyordu Julian... Nefreti, siniri kendisini hep tehlikeye atıyordu. Şimdi buluşma yerine yaklaşmış ve biraz gerisine arabayı park etmişti. Her hangi bir tuzağa karşı normal bir insanmış gibi davranmaya başlamış ve ağır adımlarla yürümeye başlamıştı. İçinden: " Nerdesin? Nerdesin? Bana kendini göster.." diye söyleniyordu. Deli gibi etrafa bakınsada henüz bir belirti görememişti. | |
|