Napea de Croix
Mesaj Sayısı : 12 Kayıt tarihi : 24/09/09
Rol Puanı Ro Gücü: (98/100)
| Konu: Napea de Croix Perş. Eyl. 24, 2009 11:08 am | |
| Bu ikinci karakterim. Birincisi için bkz. Marjolaine S. Stravinski Hafif bir esintiyle burnundan içeriye giren toprak kokusuyla beraber uyanmak özlediği bir histi. Her şeyden arınmış, tertemiz ve dinç olmak bir insana nasıl olup da bu kadar mutluluk getirebilirdi ki? Hafif rüzgârın saçlarını okşamasını bile özlemişti. Amerika'nın pis kokulu havasını değil de Fransa'nın o verimli topraklarındaki ozon kokusunu koklamak daha da can katıyordu Napea'ya. İşte mutluluk buydu. Daha önce buraya hiç gelmemiş olmasına karşılık kendisini evinde gibi hissediyordu. Orada ki her şey ve herkes ona o kadar yakındı ki, sanki yıllarını burada, Archie ile geçirmişti. Düşüncesi bile Napea'ya mükemmel geliyordu. Ömrünü burada geçirmiş olma fikri değil, Archie'yle geçirmiş olma fikri mutlu ediyordu onu. Ölene dek onunla olmak ve her nefes alışında onun adını sayıklamak. Aşk böyle bir şey olmalıydı işte. Ne bir eksik ne bir fazla tamı tamına buydu aşk. Onu o kadar çok seviyordu ki... Son dört yılda sadece o vardı. Ne başka bir yüz, ne de başka bir isim... Sadece o ve Napea. Ama artık düşünmeleri gereken tek isim birbirlerininki değildi. Archie daha bilemese de Napea hamileydi ve karnında de Croix ailesinin en küçük ferdini taşıyordu. Garip mide bulantıları, baş dönmeleri, halsizlikler... İşte hepsinin nedeni buydu. İkisi de bunu çok fazla uçak yolculuğu ve iklim değişikliğinden olduğunu düşünmüştü. Ama gerçeği bundan bir hafta önce Fransa'ya gelmeden hemen önce öğrenmişti. Ama biliyordu ki Archie daha buna hazır değildi. Bu yükü kaldırabilecek miydi bilmiyordu. Napea bir haftadır kendi kendisine mutlu oluyordu. Ama en kısa zamanda ona da söylemesi gerektiğini biliyordu. İsterse ayılıp bayılsın ama baba olacaktı. Aynı Napea'nın anne olduğu gibi.
İşte yine oluyordu. Midesinin içindeki her şey teker teker dışarı fırlamak istiyordu. Archie JR. 'ın yaptıkları son bir buçuk, iki haftadır Napea'yı bitirmişti. Fazla yemek yiyor ve yediklerinden daha çok kusuyordu. Birden yataktan fırlayıp banyoya girdi. İçinden çıkanları gördükçe daha da kötü oluyordu. Birden kalkmanın verdiği fenalıkla da gözleri kararmıştı. Beyaz mermere tutunarak ayakta kalmayı başarıyordu anca. Bir süre kafasını öne eğip bekledi. Mide bulantısının geçtiğinden emin olunca yüzünü yıkayıp aynada kendisine baktı. Bronz teni hiç bu kadar beyaz görünmemişti gözüne. Yüzünü yıkadı ve biraz ferahlamak için kurulaman banyodan çıktı. Balkona açılan açık kapıdan geçerek yağmurlu Fransa'ya baktı. Gerçekten de mükemmeldi. Çakıl taşlarının üzerine düşen yağmur tanelerinin sesleri ile dolmuştu her taraf. Archie ile her yağmurlu havada dolaştıkları sokaklar geldi birden aklına. Uzun zamandır onunla ilgilenmiyordu. Sürekli işi vardı ve Napea'yı umursamıyor gibiydi. Belki de bütün bunları farkına varıp sadece kendisini affettirebilmek için götürüyordu onu baloya. Belki de Napea'ya karşı olan aşkını kaybetmişti Archie. Aklından geçen milyonlarca saçma düşünceyle boğuşurken çeriye giren hizmetçiyi fark etmemişti. "Bayan de Croix. Üşüteceksiniz." diyerek üzerine bir şal örttü. Onun kişisel hizmeti için ayrılmış bir hizmetçi olan Mary'ye baktı ve gülümseyerek teşekkür etti. "Efendim istediğiniz elbiseyi getirttik. Üzerindeki istediğiniz değişimleri de yaptık. Hemen getireyim. " dedi ve dolabın yanına giderek kıyafeti çıkarttı. Gerçekten de istediği gibi olmuştu. Mükemmel ve büyüleyici... Archie onu kesinlikle bu şekilde beğenecekti. "Teşekkürler Mary. Giyinsem iyi olacak." Dedi ve paravanın arkasına geçerek üzerindekileri çıkarttı. İncecik belini daha da toparlaması için öncelikle korsesini taktı ve Mary'nin yardımıyla korsesini sıktı. Ardından mavi gözlerine uygun renkteki o elbisesini giydi. Siyah ve gece mavinsin karışımı olan bu elbise içinde mükemmel olacaktı. Derin göğüs dekoltesinin ardındaki dolgun göğüsleri oldukça etkileyici duruyordu elbisesinin içinde. Straplez olan elbisesinin üzerine geçirdiği bolerosunu düzeltti ve aynanın karşısına geçip kendisine bakmaya başladı. Kabarık eteğinin kollarındaki kabarıklıkla olan muhteşem uyumuna bakıyordu. Sıra saçlarına gelmişti. Mary birkaç kadın daha çağırdı ve Napea kendisini onlara emanet etti. Özenle kabartılan saçları hoş bir topuza dönerken yüzündeki o güzellik biraz daha ön plana çıkmıştı. Hayır, asla güzelliğini inkar etmezdi. Her konuda olan alçakgönüllülüğünü bu konuda göstermezdi. Açılan yüzüne yapılan makyajıyla tamamdı işte. Gecenin en güzeli o olacaktı. Bu konudaki kendine güveni sayesinde kazanıyordu hep. Çünkü kendine olan güveni onu daha da parlatıyordu. Her şey tamı tamına hazır olunca kapı açıldı içeriye giren Asyalı çocuğa baktı. "Bayan de Croix, bay de Croix sizi bekliyorlar efendim." Dedi ve dışarıya çıktı. Bay ve bayan hitapları onu daha da havaya sokmuştu. Sandalyesinden kalktı ve zarif adımlarla odadan çıkarak hole geldi. Kabarık eteğinin etrafa çarpmaması için özel bir uğraş vermiyordu. Bu konuda gerçekten iyiydi ve rol yapmasına gerek yoktu. Birkaç adım sonra karşısına çıkan Archie'ye baktı. Siyah bir ceket giymişti ve dik yakalı ceketiyle kıvırcık saçları birbirine uzanarak hoş bir uyum sergiliyordu. Bembeyaz gömleği ve aynı beyazlıktaki fuları ise görüntüyü tamamlıyordu. Tek eksiğinin silindir şapkası ve aristokrat bastonu olduğunu fark etmişti. Ama onu sıkıştırmak istemiyordu. Çünkü biliyordu ki daha şimdi üstünde bulunanlar bile rahat Archie'yi rahatsız ediyordu bile. Ona gülümsedi bembeyaz dişeriyle. "Dikkat et de vazoları devirme" diye uyarıda bulunan Archie'ye cevap bile vermeden ona yaklaştı ve masum bir öpücükle onu balo salonuna çekiştirdi. Girdiklerinde Beethoven'ın Für Else'si çalmaya başlamıştı. Çevredeki 17.yy'dan fırlamış gibi duran insanlara baktı. Gerçekten de büyüleyiciydi. Archie elini beline doladığında bir anlık ürperdi. Hala daha ona her okunuşunda kalbinin ritmi hızlanıyordu. "Tu dois être la plus belle femme de la nuit. Je vous aime plus si je ne vois pas la beauté.Je t'aime" Napea adeta kendisinden geçmişti. Archie'nin gözlerinin içinde resmen kaybolmuştu. Kendisine gelmesi epey zaman almış olmalıydı ki çoktan kapıya gelmişlerdi. " Temaya uygun olarak uzun favorilerim olmadığı için üzgünüm ama şu anki halimle kendimi yeteri kadar aşşağılanmış hissediyorum, sence bu kadar insan bu kıyafetlerler buraya sıkılmadan nasıl gelmiş olabilirler?" dedi gülümseyerek Archie. Ardından hızlı ve dik bir şekilde kapıdan takdim edilerek geçtiler. Diğer tüm aristokrat aileler gibi asildiler. Birkaç adım sonra Archie bine elini Napea'nın beline doladı. Gözleri Napea'nın derin göğüs dekoltesinden aşağıya kayıyordu. Bunu fark etmesi için Napea'nın bir falcı olmasına gerek yoktu. "Bana kalırsa biraz daha açık giymeliydin böylece buraya gelme zahmetine gerek duymadan seni yatak odamıza hapsedebilirdim." Napea sadece gülümsedi. Ardından mutlu haberi vermenin en mükemmel zamanı olduğunu düşünerek konuşmaya başladı. Kurduğu kısa ama anlamlı cümlenin Arcihe'de ne gibi bir etki göstereceğini bilmese de artık tek başına kaldıramayacağı bir yük olmaya başlamıştı.
"J'aime ma fille. Ou pourrait nuire à nos bébés. Vous savez qu'il ressent.(*)"
(*) = Aşkım bence beni kızdırmamalısın. Yoksa bebeğimize zarar gelebilir. Biliyorsun ki hissediyor o da. | |
|
Raven Nordskov 7. Sınıf~Moroi
Özel Yetenek : Geleceği Resmetme Rp Yaşı : 20 Mesaj Sayısı : 83 Kayıt tarihi : 23/09/09
Rol Puanı Ro Gücü: (100/100)
| Konu: Geri: Napea de Croix Perş. Eyl. 24, 2009 12:04 pm | |
| Öyleyse diğer karakterinizin puanı geçerlidir. | |
|