Karlı bir kış günü kendini bahçede bulan Fraude ayak bileklerine değin uzanan karı teklemeledi. Kardan hoşlanmıyordu, o asi kar taneleri yakasının içinden içeri girip tenine yapışıyor ve son anlarını su olarak sürdürürken ardında soğuğu bırakıyordu. Elbette soğuk tölerans edilebilecek bir etkendi ama sonuç olarak tüm dünyanın ölü gibi olması strigoileri hatırlatıyordu. Sanki onların şölen mevsimi yaklaşmıştı. Derin bir iç çekişten sonra yatakhanede zaman öldürme fikrinin cazibesine karşı koyamadığını anladığında ayakları kendi yönlerini bulmuş, binaya dalmıştı bile. Geri kalan zamanını derslerden arınmış, boş boş çizgi roman okuyarak ve tek düşündüğü bir şeyler yemekti. Kanla beslenmediği için kendini şanslı sayıyordu çünkü çikolatalı dondurmadan vazgeçmek acımasızlıktı. Gerçek anlamda bir ziyandı onun gözünde.
Yatakhaneye çıktığı sırada aklında gelecek düşünceleri dönüp duruyordu. Bir asilzade ya da türevi olmadığı için ileride ne yapacağına karar vermesi güçtü. Kendine bir gardiyan seçip onu uşağı yapmak fikri çok sıradan ve küstahça geliyordu gözü, ki zaten böyle bir şeyi yapamazdı. Gardiyan olma fikri en samimi geleniydi, zira avcılardan intikamını alma düşüncesiyle yanıp tutuştuğu barizdi. Onları düşünmek bile sinirlerinin tavan yapmasına sebep oluyordu.
Ayakları kendi kendini durdurdu. Tam yüzünün önünde bir kapı vardı. Yavaşça kapıyı tıklattı ve içeride biri olup olmadığını kontrol amaçlı başını uzattı kapı eşiğinden. Saçlarını beyazlatmış kar artık erimiş, farkedilmez olmuştu. Kyou göz bebekleri odada kısa sürede o tanıdığı yüzü tespit etti. Yavaşça gülümsedi ve kendini içeri attı.
"Clem! Selam."
Sıcak ifadesiyle selamlarken Clemence'i gardiyan düşüncesi yine aklına takıldı. En iyi arkadaşlarından biri Moroi idi ve onu yadırgamak yanlış geliyordu. Belki ileride onun gardiyanı olabilirdi. Ya da başka birinin. Züppe bir prensin belki. Yine de onun gardiyanlığını tercih ederdi muhtemelen.
"Seni bayadır göremiyordum." dedi kendini onun yanına atmadan önce. Oturduğu yerde yatak yaylandı. Bağdaş kurup okuduğu kitaba göz ucuyla baktı.